Santrfor transferi henüz gerçekleşmediği için tribünlere öfkeli olarak gelen Galatasaray taraftarları, 'devşirme golcü' Sinan Gümüş'ün 54. saniyede attığı gol sonrası tepkilerini dondurdu. Galatasaray'ın istekli, coşkulu ve topa hükmeden oyun yapısı izleyenlere keyif verdi. Özellikle Mariano-Belhanda-Feghouli üçlüsünün sağ tarafta kurdukları hücum ortaklığı müthiş bir pas resitaline dönüştü. Bu üçlünün birlikteliğiyle organize edilen hücum girişimleri, Ankaragücü kalesi için sürekli tehdit oluşturdu. Final vuruşlarında Belhanda, Sinan ve Feghouli becerili olsaydı skor çok büyük olurdu.
Sol kanatta özgürlüğünü ilan eden Onyekuru; takipçiliği, çabukluğu ve akıllı vuruşu sayesinde birbirinden güzel goller attı ama "Ben atmalıyım" şeklindeki egoist yapısı yüzünden üstelik skoru çoğaltma adına Sinan'a "Al golü sen at" nezaketini göstermedi. Eğer Onyekuru hızına ve çabukluğuna paylaşımcı bir kimlik eklerse Galatasaray'ın gelecek golcüsü çok iş yapar.
4 milyonluk bonservis bedeli tartışılan Marcao, Galatasaray savunmasını toparlayacak gibi görünüyor. İlk izlenimim; sol ayaklı Brezilyalı stoper çok sakin oynuyor ve telaş yapmıyor. Marcao ayağa pas oynamaya özen gösteriyor ve topu oyuna dikkatli sokuyor. Yüksek toplarda da hava hakimiyeti var. Terim'in, 3 Brezilyalı Mariano- Maicon-Marcao üçlüsünden kurduğu savunma, Muslera'nın rahatlayacağı bölgesel uyumu da getirecektir. Bu üçlü vatandaşları Fernando'nun daha etkili oynamasını da sağlayacaktır.
Belhanda belki gol atamadı ama orta alanda pas istasyonu olarak Galatasaray'ın hücuma giderken 'şemsiye' gibi açılıp kapanmasını sağladı. Gördüğü kart tartışılır ama Belhanda artık her şeye sinirlenmemeyi öğrenmeli. Oyun zekası ve tekniği göz kamaştıran Feghouli özel bir oyuncu olduğunu hep hatırlamalı.