Galatasaray'da Mustafa Denizli göreve geldi.. İşinin zor olduğu yorumları yapılıyor. Bu yeni dönemden beklentileriniz neler?
Mustafa Denizli; ilk kez büyük bir takımda dar kadroyla göreve soyundu. Hayatında asla mazeretlere sığınmayan Mustafa Hoca, Florya'da önce durum tespiti yapmış sonra da kendi stratejini devreye sokmuştur bile.. Oyuncularının ruh haline ve vücut diline bakarak, takım içindeki arkadaşlık ilişkilerinin seviyesini görmüştür. Zaten Galatasaray'da bir kopukluk olduğu maçlarda oyuncular arasında yaşanan itiş-kakışlardan çok net belli oluyordu. Denizli devre arasına kadar puan kayıplarını önlemek için Galatasaray'da "Hafıza kaybı"na uğrayan takım ruhunu ve takım savunmasını yeniden yerine oturtacaktır... Bunu yapmak için eleştiri odağındaki oyuncularının yıpranan sinirlerini ve psikolojilerini onaracaktır. En önemlisi Mustafa Hoca; şampiyonluk yaşamış, deneyimli ve tecrübeli isimlere kalitelerinin neler yapabileceklerini hatırlatacaktır. Mustafa Hoca'nın idmanlarda futbolcularla içiçe çalışması ve antrenmanları bizzat yönetmesi onlara daha yakın olmak istemesindendir. Çünkü oyuncuların huzura, sinerjiye ve sıcaklığa ihtiyacı olduğu görünmektedir. Sevgiyi inşa etmeden, başarı gelmez.
Selçuk&Melo 3 kişilikti
Galatasaray'da hala Melo sorunu devam ediyor. Sizce sarı-kırmızılı takım, Melo'yu çok mu arıyor?
Hep Melo'nun savunucusu oldum. Hatta "Melo'suz G.Saray olmaz" diye yazılar yazdım. Selçuk-Melo ikilisi 4 yılda kazanılan tüm başarıların şifresiydi. Galatasaray'da tam 8 şampiyonluk yaşayan Ali Dürüst, sohbette bana şöyle demişti: "Kazanılan şampiyonluklarda en kilit oyuncular, Selçuk İnan-Melo ikilisiydi. Selçuk 1.5, Melo 1.5 kişilik oynuyorlardı. Yani ikisi 3 kişilikti.." Melo'yu satmak Fenerbahçe ile Beşiktaş'ın ekmeğine yağ sürdü. Bu kulübün kalemşörlüğüne soyunanlar, Melo'yu hep hedef tahtası yaptı. Melo gitti kavga bitti. Ama Galatasaray orta sahası çöktü. Nasıl mı? Selçuk-Hamit, Selçuk-Bilal, Selçuk-Balta, Selçuk-Sneijder, Selçuk-Rodriguez, Selçuk-Jem Karacan, Selçuk-Emre Çolak denemeleri asla Selçuk-Melo verimliliğinin kıyısından bile geçemedi. Galatasaray orta sahasının nasıl çöktüğünü ve rakiplerine ne kadar çok pozisyon verdiğini üç büyük kulübün kalecilerine verilen geri pas istatistiğine bakalım. Fernando Muslera: 147.. Volkan Demirel: 109.. Tolga Zengin: 61.. Tablo, Galatasaray'ın ne kadar aciz olduğunu gösteriyor... İmkanı olsa Muslera sadece kalecilik yapmayacak ön libero bile oynayacak...
Golcü, stoper ve Donk şart
Donk'un adı sürekli gündemde. Galatasaray devre arasında kaç transfer yapmalı?
G.Saray sezon başından bu yana Avrupa maçları dahil, orta alanda rakiplerine karşı hiç güçlü olamadı. Yani Selçuk-Melo ikilisinin verimini alamadı. Türkiye'yi tanıyan ve ön liberoya geçtikten sonra futbolunu parlatan Donk, G.Saray'ın orta sahasındaki zaafları çözer. Kevin'in gideceği düşünülürse önce iyi bir sağ bek alınmalı. Bu işi Avrupa Ligi'ni de katarsak Sabri götüremez. "Ben stoperim" diyen Denayer'i de sağ bekte oynatmak kesin çözüm olmaz. Bu sezon Umut-Burak ikilisinin gol grevi (!) yaptığını düşünürsek, gol vuruşu iyi yapan bir golcü hücumdaki sıkıntıları bitirir. G.Saray'ın sorunu, pozisyona girmek değil golleri atamamak. Chedjou'nun gelgitlerini ve arkadaşlarına karşı yaptığı saygısız davranışlarını düşünürsek savunmayı toparlayacak, nasıl pozisyon alacağını bilen, topu oyuna doğru sokabilen bir stoper şart görünüyor.
Susmak sadık bir arkadaştır
Hamza Hamzaoğlu görevden alındığı beri sık sık demeçler veriyor. Bunu doğru buluyor musunuz?
İki şey insanı çileden çıkarırmış; söylenecek yerde konuşmamak, susulacak yerde konuşmak. Hamza Hoca, Galatasaray tarihine hem oyuncu hem de şampiyonluk yaşamış hoca olarak geçti. Üç kupa kazandı, dördüncü yıldızı taktı.. Konfüçyüs, "Susmak insanı ele vermeyen sadık bir arkadaştır" demiş. Hamza Hoca da fazla konuşmamalı. Çünkü ruh hali iyi değil. Canlı yayında izledim çalışmakla ilgili art arda üç farklı karar verdi; 1- Devre arasına kadar dinleneceğim. 2- Yurt dışında çalışmayı düşünüyorum. 3- Bursaspor'la sözleşme imzalasaydım, Galatasaray maçına çıkardım. Hocam sana önerimdir; telefonunu kapat, kafanı dinle, maçları televizyondan izle ve ailenle daha çok birlikte ol. Konuşarak dinlenemezsin!..
Eşeği sağlam kazığa bağlamak
Galatasaray ile Basketbol Federasyonu'nun arası çok açıldı. Karşılıklı demeç savaşları var. Kizer nedeniyle gelen hükmen mağlubiyet için ne düşüyorsunuz?
Baş suçlu; Basketbol Federasyonu.. Neden? Kizer'e önce lisans veriyorsun sonra da suçu çalışanına atıp hatanın üzerine yatıyorsun. Ve utanmadan "Prosedür böyle" diyecek aymazlığın içine düşüyorsun. İkinci suçlu; G.Saray sorumluları.. Neden mi? Harun Erdenay kim? Fenerbahçe'de 1 sezon basketbol oynamış. Üstelik sen Galatasaray olarak seçimde oy vermemişsin. Öte yandan Fenerbahçe kulübü ezeli rekabete rağmen avını bekleyen tilki konumuna girmemiş ve maç öncesi, "Kizer'e itiraz edeceğiz" uyarısını yapmış. Türkçe'de "Eşeğini sağlam kazığa bağlamak" diye bir laf vardır. Hadi TBF bu uyarıyı dikkate almamış, kendi ayıbını örtememiş. Ama G.Saraylı yöneticilerden biri çıkıp da TBF'ye gidip "Kizer oynar.. Ya da oynayamaz" kağıdı almaz mı? Rekabetin ve ezeli dostluğun güzelliği maçı yeniden oynamaktır. Tabi Fenerbahçe kabul ederse... Amerika'nın Bosna, statüsünde oynamaya izin vermesine rağmen FIBA'nın engel koyması şaşırtıcı. Kizer de TBF'ye dava açmak için harekete geçti.