Hollanda futbolunun efsane isimlerinden Johan Cruyff futbolu tanımlarken altı çizilmesi gereken şu yorumu yapar: "Futbol basit bir oyundur. Ama basiti oynamak zordur..."
Dünyada; Cruyff, Maradona, Platini, Beckenbauer, Zidane, Messi, Ronaldo gibi yıldızlar sadece yetenekleriyle, oyun zekalarıyla vitrine çıkmadılar. Bu isimler futbolu basit oynadıkları için büyüdüler. Galatasaray'ı çalıştıran Frank Rijkaard da 'yıldız' oyuncuydu. Rijkaard da futbolu vatandaşı Cruyff gibi yorumluyor: "Ne kadar basit oynarsanız o kadar iyi oynarsınız. Ama bu kolay olmaz. Öncelikle egoların törpülenmesi, herkesin paylaşıma açık olması gerekir. Yaratıcı olmak için topla gezmek zorunda değilsiniz."
Bu örnekleri neden verdim? Galatasaray'ın Celta Vigo ile oynadığı maçta zekanın ve yaratıcılığın basit oynandığında nasıl sonuç verdiğini Podolski'de gördüm. İlk izlenimlerim şöyle…
1- Geriye gelmez denilen Podolski'nin savunmadan top çıkardığına tanık oldum. Rijkaard'ın anlattığı gibi topla aşk yaşamıyor, basit oynuyor ama topla doğru zamanda buluştuğunda topun hakkını veriyor.
2- Sağlam ve güçlü bir fiziği var. Yere de dengeli basıyor. Sırtını rakibe dayadığında yıkılmıyor. Sırtı dönük kazandığı topu kaybetmediği gibi ayağında gevelemiyor, çabuk pas veriyor.
3- Temel eğitimi Almanya olduğu için pozisyon bilgisi çok üst düzeyde. Podolski nerede duracağını biliyor. Top pas atacak arkadaşına geldiğinde nereye koşacağını biliyor. Penaltı pozisyonu bu özelliklerinin göstergesidir.
4- Top rakip savunmadaysa sırtını dönüp pozisyon almıyor. Topun olduğu bölgeye yanaşıp rakibin olası tavrını bekliyor. Attığı gol öncesi topu çalması dikkatinin, çabukluğunun, gücünün eseridir. Kaleciyi çaresiz bırakan gol vuruşundaki çabukluk zekasının ve kalitesinin işaretidir.
5- Podolski'nin en önemli özelliği gol pozisyonlarını beklerken zemine tabanıyla basmıyor, ayaklarının ucunda bekliyor. Bu farklılık Podolski'ye çabukluk ve hız katıyor. Kısa mesafede dikine doğru müthiş bir patlama sürati gösteriyor.
Podolski'nin çevresinde teknik becerisi yüksek, topa hükmeden oyuncu sayısı arttıkça Galatasaray hücum zenginliği kazanacaktır. Özellikle Sneijder topla ilişkilerinde kendisini anlayacak bir oyuncuyla oynamanın keyfini sürecektir. Sneijder-Podolski ikilisine Selçuk ile kalırsa Melo'nun, takımda yer buldukça Bilal, Emre Çolak ve Hamit'in katkıları büyük olacaktır. Yasin'in, Sneijder sayesinde geliştirdiği futboluna biraz daha teknik beceri katması gerekir.