Öncelikle bir şeyin altını çizelim, Türk Telekom Stadı'ndaki zemin çok kötü. Sanki bataklık. Futbolculara tonla para veriyorsunuz sonra çıkıyorsunuz bilardo oynamaya, bilardo masasında değil de mermerin üzerinde oynatıyorsunuz. Sakatlık da olur, kartlar da çok olur bu tip maçlarda. Hakem için zor. Futbolcu istemeden mi hareket ediyor yoksa kasıtlı mı?
Galatasaray daha hazır takım, daha hazır kadro. Fenerbahçe yeni inşa ediliyor. Kağıt üzerinde Galatasaray favori ama maç başlıyor, iki takım arasında da büyük fark yok. Hatta Fenerbahçe daha bir kontrollü oynuyor.
Galatasaray istediği hücumu yapamıyor. Niye? Sebebi basit... Fatih Terim, Arda'yı kaptan çıkarmak için ve oynatmak için o kadar süre bekliyor. Oyundan almıyor, aynı cümleleri Belhanda için de söyleyebilirim. Yani Galatasaray 9 kişi oynuyor.
Orta sahada Taylan'ın neredeyse canı çıktı. Ama çocuk isyan etmiyor, genç. Fatih hocanın ikinci yarıya değişiklikle başlaması lazımdı eğer bu maçı kazanmak istiyorsa. Ama değişikliğe bakın kaçıncı dakikada yaptı. Tam 70'te yaptı. Dakika 70'ti, bir yerde iş de bitmişti.
Sarı-lacivertliler doğru oynadılar, iyi şeyler de yaptılar. Daha iyisini de yaparlar mıydı? Yüzde 100 yapacaklardır. Fenerbahçe ceza alanına daha fazla girdi gözüktü ama Galatasaray kalecisi Fatih, yere yatmadan maçı bitirdi. Dün gecenin kaybedeni Galatasaray, kazançlısı Fenerbahçe'dir. Bunda da Terim'in payı büyüktür. Seyirci de olmayınca maç tatsız tuzsuz oynanıyor zaten. Futbolcular da birbirlerine fazla kasıtlı hareketler yapamıyorlar, yapmıyorlar. Çok sarı kart oldu. Zaten sarı kartların adedine baktığımızda Galatasaray takımında yük bazı futbolculara fazla bindiği için onlar sarı kartı fazla gördüler.
Futbol olarak fazla bir şey yoktu. Heyecan biraz vardı. Kalite yoktu. Maçın sonucu da bence adaletli oldu.