Milli maç arasından sonra, hem Galatasaray hem Beşiktaş maçlarının ilk yarıları temposuz, hareketsiz geçti. İkinci yarılar ise tam tersine oldukça hareketli. Beşiktaş için her hafta söylenenler ve yazılanlar hep aynı oluyor. Eski Beşiktaş yok. Aslında kadro olarak hala iyiler ama istenilen oyunu oynayamıyorlar. Kopuk kopuk oynuyorlar. Düşünün Pepe gol atacak, Pepe hücuma çıkacak. Peki arka tarafta ne yapacak Pepe? Pepe, çıkışı iyi yapıyor ama arka tarafta gol yenirken yok. Bir de Beşiktaş, en uç ile en geri arasındaki mesafeyi çok açık tutuyor. Her sene üstüne koyması gerekirken, maalesef geri gidiyor.
VAR çıktı, bazı şeyler daha iyi olacak derken daha saçma sapan olmaya başladı. Mesela önceki gün Bülent Yıldırım'ın ofsayta gidip bakması. Dün, Gary Medel'in atılması. İlk sarı karta bir şey denilmez ama ikinci pozisyonda faul bile tartışılır. Mesele Pepe'nin kafayla attığı golde. Pepe, öndeki rakibini önce eliyle itiyor sonra yükleniyor. O itmeyle öndeki futbolcu kafaya çıkamıyor, Pepe de çok rahat çıkıp kafayı vuruyor. Haftaya F.Bahçe-Beşiktaş maçı bakalım neler gösterecek? Kulüp başkanları dostluk mesajları veriyorlar. İnşallah maç da dostane bir şekilde biter. Ama dün gece Beşiktaş seyircisi Medel atıldıktan sonra, "Yönetim takıma sahip çık" diye bağırıyordu. Demek ki taraftar bazı şeylerden memnun değil.
Yeni transfer Ljajic; şu an için et mi, balık mı, tavuk mu belli değil. Kötü futbolcu değil, faydalı olabilir. Ancak takıma ve takım arkadaşlarına uyumu nasıl olacak, biraz beklemek lazım. İspanyol forvet Negredo, gider mi gitmez mi bilmiyorum ama şu bir gerçek; Şenol Güneş, Negredo'dan faydalanamadı. Görüldüğü kadarıyla da Negredo iyi şeyler yapmak için, faydalı olmak için çok çalıştı. Ama kendini Şenol'a bir türlü beğendiremedi.