Hani bir laf vardır ya 'Ununu elemiş eleğini asmış' diye. Fenerbahçeli oyuncular aynı onun gibiler. Şöyle bir bakın Fenerbahçe'nin yaptığı, ürettiği pozisyonlara ilk yarı tek Jeremain Lens var. Sağ kanatta tek başına bir şeyler yapmaya çalıştı. İkinci yarı o da yoruldu. Fenerbahçe bir gol attı; tamamen şans. Sow kaleye vurdu, çok zayıf giden topu Van Persie stop etti ve golü yaptı.
Van Persie'nin maç boyunca yaptığı tek iyi hareket. Vuruş hakikaten usta işi. Onun haricinde sahada yok. İyi güzel de kim var sahada? Hakkını yemeyelim Fenerbahçe'nin kalecisi. Dün gece sarı-lacivertliler üç puan çıkarttılarsa kalecilerine dua etsinler. Karabükspor, teknik direktör değişkiliğinden sonra eski havasını kaybetmiş. Oynamaya çalışıyorlar, baskı yapmaya çalışıyorlar ama onların da akordu bozulmuş. Teknik adam değişince bu tip şeyler maalesef olur. Doksan dakikayı seyrediyoruz zaman zaman uyku bastırıyor. Hani zar zor seyrediyorsunuz. Sonra da diyorsunuz ki maçlara seyirci gelmiyor.
Volkan Şen girdi. Sonra bir ayak çekme hareketi yaptı. Advocaat da kenardan kementi attı. Sonra da Volkan Şen diyor ki 'Beni niye aldın?' Volkan Şen bal yapmayan arı. Vızıldıyor vızıldıyor sonuç yok. Fenerbahçe teknik adamı seneye değişeceğine göre futbolcular da kafalarına göre takılıyor. Bu tip şeyler ayıp değil. Söylersin, 'Seneye bana şu teknik adam gelecek' dersin, açıklarsın. Dedikodu dedikodu... Bu olay da futbolcuları haliyle yıpratıyor. Çünkü onlar da önlerini göremiyorlar.
Başakşehir kaybediyor. Yarın Fenerbahçe iki-üç maç üst üste alırsa ikinci olma şansı da olabilir. Ama bu görüntüyle zor.
Yorumcu olarak bu yazıyı yazdırırken zorlanıyorum. Neden? Çünkü maçta yazılacak şey yok. Hani şöyle tempolu maç olur, hop oturup hop kalkarsın, teknik dersin, taktik dersin, hakem dersin... İki takım futbolcuları da bize bu tarz bir yazı yazdıramadılar dün gece...
Onun için de ayaklarına sağlık diyemeyeceğim...