Futbol maçlarında başlama düdüğü çok önemlidir. Seyirci bu düdükle beraber ağırlığını ve etkisini ortaya koyar, rakip de hakem de bundan yüzde 100 etkilenir.
Ama sen "Şov yapacağım" diye çıkıp da 'sessiz' bir gösteri yaparsan rakip bundan faydalanır. Sen bu gösteriyi maçın ortalarında daha önce belirleyeceğin bir dakikada, mesela 30. dakikada yap. Maç bir başladı tribünde çıt yok. Benfica çatır çatır oynuyor, Beşiktaşlı futbolcular şaşırmışlar, 25-30 dakika gidiyor.
Zaten bu 30 dakikada bu şaşkınlıkla Beşiktaş 3 tane gol yiyor. Siyah-beyazlılar öyle şaşkın ki, o bildiğimiz Beşiktaş gitmiş, başka bir takım gelmiş. Oyunun hakimi Benfica ve maç 3-0. "Maç bitti" diyorsunuz.
İkinci yarı başlıyor... Bu maçın dönmesindeki en etkili adam Cenk Tosun.
Kendisine inanılmaz güvenli, "Ben bu takımda bazı şeyler yapacağım kardeşim" der gibi. Aferin ona... Bundan evvel hep tedirgin oynuyordu. Dün yere sağlam basa basa oynadı. "Bu takımda oynarım kardeşim" der gibi bağırıyordu.
Aferin Cenk, aynen devam. Gökhan Gönül sahte oynadı, devrede Şenol Güneş de kemendi attı. Aslında Şenol'a da bir şey diyemiyorum. Çünkü Caner ve Talisca'nın sakatlanması, geçen seneden gidenler, kolay iş değil. Şampiyonlar Ligi'nde oynuyorsun.
Herkesteki hava şuydu: 3-1 olursa iyi olur. İlk yarı boyunca top hep Benficalılar'a gidiyordu. Bu bir tesadüf müydü? Hayır.
Peki topla oynama Beşiktaş'ta daha fazla.
Beşiktaş nasıl oynuyor? Korkak... İlk yarı Beşiktaş ileride Aboubakar'ı adamların ortasında tek başına bırakmış, yanına giden yok.
Arka da kalabalık. Böyle olduğu zaman bile Benfica üç tane gol atıyor. Demek ki sahanın içinde bazıları ya sahte oynuyor ya da Şenol Güneş akordu tam yapamamış. Şenol, akordu yapmaya başlayınca işin rengi değişiyor.
Gelen 1 gol zaten bütün havayı değiştirmeye yetti. 10 dakika daha olsa Beşiktaş kazanırdı.
Bunun sebebi ne? Beşiktaşlı oyuncular, "Yahu kardeşim, öyle de yenileceğiz böyle de yenileceğiz. Hiç olmazsa adam gibi mağlup olalım" dediler. Sonrasında da maçı 3-3'e getirdiler. Kiev'de işi bitirirler mi, bence bitirirler. Ama şu da unutulmamalı: Kulüp başkanı da, teknik direktör de, seyirci de dikkatli konuşmalı, dikkatle haraket etmeli, işin nereye varacağını iyice düşünmeliler. Başarı ayrıntıda gizlidir!
Hakem son 3-4 yıldır seyrettiğim en iyi hakem. Beğendiğim de şu oldu; çatır çatır oynattı. Hem futbolcular oynadıkları futboldan keyif alıyor, hem seyirci... Beşiktaş'ın ilk attığı gol ofsayt mı tartışılır. 2 nolu yardımcı hakeme bakmak lazım. Penaltı, penaltı...
Kendisi çözemedi çizgi hakemi çözdü.
Aslında çizgi hakemine bırakmadan penaltı vermesi gerekirdi. Hakemde bunlara bakmıyorum.
Futbol anlayışına bakıyorum.