Yıllar önce Güney Afrika'ya gittim Johannesburg'a... Mihmandar dedi ki: Sizi burada işkence yapılan yerlere götüreyim. Gittim. İnanılır gibi değildi. Yerin 30-40 metre altında. Zaten Nelson Mandela'nın çıkış sebebi de işte bu işkence odalarıdır. Şunu net bir şekilde söyleyebilirim, Fenerbahçe seyircisi yıllardır işkence görüyor. O sebepten veya bu sebepten. Onun için de Fenerbahçe'ye bir Mandela lazım. Çıkar mı? Çok zor. Çünkü Fenerbahçe Kulübü'nde sistem Mandelaların çıkışına karşı kurulmuş...
Fenerbahçe takımının sistemin şu olur, bu olur. 4-3-3 oynar, 4-2-4 oynar o da ben i bağlamaz, teknik direktörü bağlar. Ama bir şeyi kusura bakmayın ben çözemedim. Sarılacivertlilerin bütün kornerlerini Van Persie attı. Eğer kornerleri Persie kadar atabilecek başka bir oyuncu yoksa F.Bahçe ölmüş demektir. Şimdi dönelim ikinci kısma... Van Persie, kornerlerde ceza alanı içine dikine hiç hareket etmesin rakip yanına 2 tane adam verir. Van Persie şöyle bir havaya çıksın, topu sektirsin en az 2-3 adam bu sekenlerden faydalanabilir. Artı Van Persie zaten gelen toplara kafayla da ayağıyla da vurabilir.
Advocaat, Fenerbahçe'ye yeni geldi hem de geç geldi. Eşini ve ailesini özlemiş. Herhalde 8 gün ailesinin yanına gitti. İyi güzel de sen o 8 günde aileni buraya çağır takımının başında kal... Diyebilirsin ki '"Milli oyuncularım var onlar memleketlerine gidiyorlar. Geride kalanlar üvey evlat mı?" Belki burada kalarak oynamayan herhangi bir futbolcunu 11'e kazandırabilirsin. Ne demişler? İşin varsa başında, teknen varsa kıçında oturacaksın. Ama Advocaat, Hollanda'da oturmayı tercih ediyor.
Peki Fenerbahçe ne oynadı, sistemi neydi? Emenike bozacak, Van Persie yapacak. Yapacaklar da nasıl yapacaklar? Özellikle iç sahada oynanan maçlarda Emenike'nin manevra alanı daralıyor. Zaten hücumda mesafe kısalıyor, Emenike uzayamıyor. Emenike'den faydalanacağın yerler deplasman oyunları. Böyle oynattığında ne Van Persie'den ne Emenike'den faydalanıyorsun. Volkan'a bakıyorum maçın yarısında yere yatmış, baldırına giren krampı açmak için uğraşıyor.
Fenerbahçe'de herkes kafasına göre oynuyor. Aslında Alanyaspor biraz hücuma kalkabilse çok daha müsait pozisyonlar bulabilirlerdi. Fenerbahçe'nin yediği golü düşünün. Sol açık sol iç yerinden saha iç yerine doğru uzunlamasına bir top atıyor. Sol bek Hasan Ali seyrediyor , kaleci Volkan seyrediyor... Alanyaspor'u tebrik ederim, tahminden daha iyi mücadele ettiler. Hücumu biraz daha cesaretle yapabilseler, Fenerbahçe'nin adından korkmasalar gol sayılarını artırabilirlerdi.
Stadın 3'te 1'i dolu. Yani dolu olsa o zaman diyebiliriz ki, "Yarım dolu olan bardağa yarım dolu mu diyelim yoksa yarısı boş mu diyelim." Ama Fenerbahçe seyircisi bardağın yarısını bile doldurmuyor. Çünkü oynanan bir futbol yok. Hep vaat var, çene var, artistlik var. İnşallah bir gün Fenerbahçe'den bir Nelson Mandela çıkacaktır.