Pereira acemi bir teknik direktör. Bakınız sezon başından beri hep aynı tartışmalar yapılıyor. Van Persie ile Pereira tartışıyor.
Pereira tartışıyor, beyanat veriyor; "Benim Van Persie ile aramda hiçbir sorun yok!" Yahu kardeşim, Van Persie üst düzey bir oyuncu. Büyük paralara almışsın. Fernandao Türkiye'de gol kralı olmuş. 22 golün 6'sını penaltıdan atmış. Sen önce Van Persie'yi kullanırsın olmadı Fernandao'yu oyuna alırsın. Hani bir söz vardır; "Su akar yolunu bulur." Sen otomatik olarak doğruyu bulursun. Ama bunlarla mücadele etmeye kalkarsan sen de yara alırsın, kulüp de yara alır! En basiti dün geceki maç. Her zaman böyle olmaz! Bazen de Fernandao'yu kullanırsın sonra da Van Persie'yi çıkarıp işi bitirirsin. Ama bunu kim yapar? Akıllı teknik direktör! Tabi teknik direktör olarak da baskılara boyun eğmeyeceksin. Madem "Bildiğimi yaparım" diyorsun, o zaman sezon başından beri doğru oynayan Şener'i kesip Gökhan Gönül'ü oynatmayacaksın. Yoksa davayı kaybedersin.
Bir gece önce maça gelmeyen G.Saraylı seyirciler için "Süs biberleri" tabirini kullanmıştım. O stattaki boşluk 52 bin stat kapasitesine göre maça gelen 31 bin kişiydi. Bu ortalama bir rakam. Dün gece F.Bahçe seyircisi 50 bin stat kapasitesine göre 41 bin kişi geldi! Maça gelmeyen Galatasaraylılara "süs biberi seyircisi" demiştim, bu maça gelmeyen Fenerbahçelilere de "Çarliston biberi" benzetmesi yapacağım.
Ey "Büyük takım seyircisiyim" diyen taraftarlar bu maçlara gelmeyeceksiniz de hangi maçlara gideceksiniz? Bütün dünyanın seyrettiği bu maça gelmeyen ortalama 10 bin Fenerbahçeli pazar akşamı bu stadı dolduracak! Bu derbi TT Arena'da oynansaydı orada da stat tamamen dolacaktı. Bu nasıl bir zihniyet? Biz bunları çözmedikten sonra Ajax'ı yensen ne olur? Benfica'yı yensen ne olur? Zaten kendi kendimizi oyuna getirip, kündeye düşüp tuş oluyoruz.
Ajax, F.Bahçe'ye göre ortalamada 4 yaş daha genç. Ama dün 90 dakikada bu farkedilmedi. İki takım da kafa kafaya mücadele etti. Ama "Maçın galibi kim olmalıydı?" sorusuna cevap arasan buna da "Fenerbahçe" desen kimse "Hayır" demez.
Bu sahada yapılan mücadele ama bu mücadeleden daha da önemlisi saha dışında yapılan ve Türk futbolunda yıllarca yapılan Türkiye'deki spor yazarlarıyla bazı kulüp yöneticileri ve başkanları arasındaki mücadele herhalde finale yaklaşıyor.
Kim kime gol atacak merak ediyorum. Bu konuda geniş bir yazıyı bir iki gün içinde yazacağım. Çünkü ben Türkiye Spor Yazarları Derneği'nın üyesi değilim. Yani sırtımda yumurta küfem yok. Kimseye de diyet borcum yok! Herkese hayırlı işler ama bu işler bazen adamı şişler.