Parça parça bakıldığında maç çokça Beşiktaş tarafına geldi, 15-20 dakika Moskova tarafına geçti. "Bu maçı kim kazanmalıydı?" diye sorsanız, net cevap "Beşiktaş" olurdu. O zaman adama şöyle bir soru yöneltirler; "Niye kazanamadı?" İlk 45 dakika sahanın, oyunun net hakimi Beşiktaş ama bazı futbolcular, tamamen takıma oynarken, bazıları kendilerine oynuyor. Kendilerine oynayan az, takıma oynayan fazla.
Beşiktaşlı bazı futbolcuların 'futbol ukalalığı' bitmiyor. Öyle bir top kaptırıyorlar ki, "lüks hareket yapacağız" diye takım oyundan düşüyor, golü yiyorlar. Gomez sahneye çıkıyor skoru eşitliyor. Beşiktaş bazı sürelerde iyi oynamasına rağmen Gomez'e yardım edemiyorlar. "Gomez'e nasıl yardım edeceksin?" Çaprazına gideceksin, yanındakileri sahte koşularla başka yönlere çekeceksin, o sırada Gomez işi bitirecek. Çünkü Gomez fazla vıdı vıdı yapmıyor top oynarken yaptığı tek iş var; tak diye bitiriyor.
Eskiden vardı ya "Ver Lefter'e yaz deftere" onun gibi birşey. Ama Beşiktaşlı oyuncular ona yardım etmiyorlar. Kaleci Tolga, geçen senelere göre biraz daha iyi. Ağlayan çocuk görüntüsünden kurtulmuş. Ancak rakip topa vurmadan yatmayacaksın, ayakta duracaksın. Çünkü kaleci kaleyi düşünen son adamdır.
Hakem genelde kötü maç yönetmedi ama Gomez'e gösterdiği sarı kart gibi bazı işleri yanlıştı. Beşiktaş rakip 10 kişi kaldığında bir fazla olamadı. Çünkü kendi içinde de eksik kaldı. Sözün özü Beşiktaş 3 puanı kendi hatalarıyla kaçırdı.