Bir spor kulübünün gündemi, takvimindeki maçların öncesi, kendisi ve sonrası olmalı... Mali ve idari problemler ya da çıkmazlar, müsabakaların ve sporcuların önüne geçtiğinde, Galatasaray camiasında olduğu gibi Göztepe maçının ya da basketboldaki hayati karşılaşmanın ancak sabahında insanlar oyunu düşünüyorlar. Göztepe maçından daha çok Fatih Terim'in maç öncesi veya sonrasında yapacağı açıklamalar camiada çok daha fazla merak konusuydu.
Dün yine çok eksikle geldiği İzmir'de Galatasaray, sezonun en kolay galibiyetlerinden birini aldı. Forvet hattında iki genç; Kerem Aktürkoğlu ve Halil Dervişoğlu oyuna tempo getirmiş, 11'e geri dönen Taylan ve Gedson Fernandes, dikine paslarıyla Göztepe'ye Sivas'ın oynadığı oyunun bir benzerini oynuyordu. Ünal Karaman'ın takımının dün maça geldiğini söylemek zor. Hatay'da 3-2 kazanan takım, sezonun en güzel gollerinden birini Diabate ile buldu ama orta saha geçişlerinde dağınık ve yalnız Halil'in ayaklarına mahkumdu.
Beşiktaş'ın iki puan kaybının ardından 3 maçtır kazanamayan Galatasaray, dün İzmir'de de hüsrana uğrasa Florya'da artık kepenkler inerdi. Sarıkırmızılı camianın Karagümrük'ten Göztepe maçına kadar geçen sürede yaşanan ne varsa bu takıma önündeki Trabzonspor ve Antalya maçları öncesinde yaşatmaması gerekiyor.
Trabzonspor maçı öncesi Kerem'in hat-trick'i, haftalar sonra Saracchi'nin dikine oynayan takımda veriminin artması ve Taylan'ın varlığı Galatasaray için artılar. Ancak yine de çarşamba günü Halil'in yerinde Mostafa ya da Falcao olmalı. "11 günde 4 maç fikstüründen çok sürpriz çıkar" demek zor değildi. Bakalım Galatasaray bu fikstürün öznesi mi yoksa fırsat bileni mi olacak?