1-0'ın rövanşında ev sahibi ne ister? Erken gol bulmak... Fazlasıyla erken gol buldular. Başakşehir elbette oyuna başlarken 0-0 ile turu geçmeyi düşünmüyordu. Şampiyonluğu ilan ettikleri günden dün akşama kadar geçen sürede vidaların gevşediğini ilk yarıda gördük. S. Lizbon'u paramparça edip eleyen ve ligde şampiyon olan takımın dün çok da parlak olmayan Kopenhag'a farklı mağlup olup elenmesi gelecek sezonun Şampiyonlar Ligi grup maçları için de büyük tehlike işareti.
Okan Buruk evinde kazandığı maçtan farklı olarak Mahmut'un yanına Mehmet Topal'ı monte edip, İrfan Can'ı forvet arkasına atıp başladı. Danimarka ekibi erken bulduğu golün moraliyle ilk yarı topa baskıyı yapıp, Buruk'un beklerini kitleyince oyun bir sezon öncenin "Ver topu Visca'ya" modeline döndü.
Kopenhag, Celtic maçı dışında bu sezon Avrupa'da 2 gol atamamıştı. Yaşlı Demba Ba ve Mehmet Topal ile başlamak yerine Crivelli'yi öne atıp, Elia ve Aleksic ile oyuna başlayabilirdi ama Okan Buruk, ilk yarıda 8 hücumdan sıfır isabet çıkartan takımına ancak ikinci yarıda müdahalede bulunabildi. 62'de 2-0 olduğunda atılacak bir gol hâlâ Başakşehir'e turu getirebilirdi ama 3. gol sezonun hikâyesine tersti. Ya da sezon başındaki Malatya ve Roma maçlarında yenilen 7 golün enkazını hatırlattı. Pandemi döneminde lig sonrası bu maçı oynamak kolay değildi ama sahadaki Başakşehir bu oyunu sezona yaymış olsa zaten ligde de ilk 5 dışında kalırdı. İki Roma maçlarından ders çıkartıp buralara gelen Okan Buruk dün akşamdan sanırım Şampiyonlar Ligi'ndeki 6 maç için ders çıkartır… Aksi, seri hezimetler olur.