KULÜPLER düzeyinde Avrupa'da kışı yaşarken A Milli Takımın, bize bol güneşli bir 2020 yazı vaat etmesi bugünlerde Türk futbolunun tek umut kaynağı… Teknik direktör Şenol Güneş'in Arnavutluk maçının önemini altını defalarca çizmesinin basit bir sebebi var; Dimyada pirince giderken evdeki bulgurdan olmamak! Pazartesi Fransa ile Paris'te liderlik için final oynamak istiyorsak İtalyanlaşmış Arnavutluk'u devirmemiz lazım. Milli takımın çok iyi motive olduğu ilk Fransa maçından çıkan sonucu gördük. Bizdeki sıkıntı, her rakibe Fransa'ya olduğu kadar kafa olarak iyi hazırlanmamak. Yani bazen üzülerek söylüyorum, denizi geçip çayda boğuluyoruz.
BOLOGNA GİBİ RAKİP
ARNAVUTLUK, İzlanda'yı mağlup edip, İstanbul'a 'Çıkmayan candan umut kesilmez' havası ile geliyor. Bu takım Fransa karşısında kalesinde 4 gol görürken dizilişi 5-3-2 idi. İtalyan teknik adam Edoardo Reja 73 yaşında ve en büyük başarısı Lazio'yu çalıştırmış olması. Çift santrforlu oyundan vazgeçmez, İzlanda'yı 4-2 yendikleri karşılaşmadaki 4-3-1-2 dizilişi yerine Paris'te olduğu gibi 5-3-2 formasyonu ile sahaya çıkmasını bekliyorum. İsviçre Milli Takımı'na kaptırdıkları oyuncuları ellerinde tutabilseler çok daha iddialı bir milli takım olabilirlerdi. Karşımızda İtalya Serie A'da ligi 12-16. sırada bitirebilecek kalibrede bir takım var. Bu benzetmeyi neden yapıyorum? Çünkü kaleci Strakosha (Lazio), Hysaj (Napoli, sakat), Dijimsiti (Atalanta), Dermaku (Parma) ve Memushaj (Pescara) İtalya'da forma giyiyor. Futbol karakteristikleri aslında geçmişte de İtalyan teknik adamlarla çalıştıklarından dolayı özellikle savunma organizasyonlarında net bir Çizme imitasyonu. Ancak orta sahada bizim milli takım kadar kaliteli ayaklara sahip değiller.
JUVE GİBİ FRANSA...
DORUKHAN ve Mahmut'un sakatlığı, Emre Belözoğlu'nun Fransa maçına saklanacak olması, Cengiz'in yokluğu, Hakan Çalhanoğlu'nun Milan'daki kaos ortamından geliyor olması ve ay-yıldızlı forma altındaki verimsizliği, Yusuf'un tatsız başlangıcı... Bunlar Şenol Güneş için baş ağrısı. Çok iyi kalecilerimiz ve stoperlerimiz var. Bu defans hattı ile Arnavutluk'tan gol yemeden kazanıp Paris'e gitmemiz gerekiyor. İrfancan ve Abdulkadir'e çok iş düşecek. Aslında soru şu olmalı, Arnavutluk'a, 12-16. sıra arasında bir İtalyan takımı derken 'Bizim milli takım Serie A'da şampiyon olur' demiyorum elbette. Milli takımımız Serie A'da 5-8 arasında yer alacak kalitede. Sonuçta her 90 dakika ayrı bir hikaye. Rahat bir galibiyet için bir Atalanta, Lazio performansı ortaya koymamız lazım. Çünkü karşımızdaki milli takım, bir Bologna, Udinese kadar... Asıl mesele, pazartesi akşamı, Paris'te Inter veya Napoli olabilmekte. Çünkü karşımızda Juventus gibi bir Fransa olacak.