Santrforunuz Falcao olabilir, 5 milyon Euro daha öderseniz Lewandowski de olabilir… Ama siz 50 bin taraftarınızın önünde santrforunuzu gol pozisyonuna sokacak futbol oynamıyorsanız milyon Euro'lar ödeseniz ne fayda.
Dün Fenerbahçe ilk 20 dakikada önde baskıyla başlayıp, Galatasaray'ın 50 bin taraftarıyla olası baskısını sahadan sildi. Bu oyunda yıllardır orta sahalar kazanıyor. Önce maskeli, sonra maskesiz, sonra yine maskeli… Belhanda'nın oyunu maskeli balo. Derbiye kadar bir tek 90 dakikası olmayan Lemina'nın oyunu ise facia. Galatasaray hücum organizasyonlarını Mariano, Belhanda ve Feghouli üzerinden kurardı. Dün bu üçgeni bir kez bile kuramadılar.
Avrupa'da herkes hafta ortasında lig maçı oynarken derbiyi düşünüp 10 gün oynatılmayan Feghouli'nin ortaya koyduğu performans ve yerine giren Emre Mor'un top alamadığı oyundaki tıkanışı Galatasaray'ın hücumdaki iflasıdır. Puan tablosunda önde olan Fenerbahçe, beraberliğin de işine yaradığı derbide Ersun Yanal'ın kompakt oyununu sahada ortaya koydu ve ev sahibinin bütün kanallarını tıkadılar.
Evet onların da net pozisyonu yok ama sahada disiplinli olan taraf Fenerbahçe'ydi.
Geçen hafta golü atıp kıvama gelen Seri, iyi mücadele eden Andone'yi tribüne gönderip derbiyi maskeli baloya çevirirseniz olacağı budur. Galatasaray teknik heyetinin elinde çok kaliteli malzeme var ama iyi yemek gelmiyor. Dünyanın bütün ünlü şefleri her akşam restoranlarında olmazlar, dün olduğu gibi Levent Şahin'in ya da başka bir zaman Hasan Şaş ile Ümit Davala'nın pişireceği yemekten tabldot bile olmaz. Yemeği Terim pişirmediği sürece sonuç böyle olur. Bu üçlü Süper Lig'de bir takıma teknik direktör olabilecek kapasitede değil. Terim'in vefası ve sevgisi kabul edilebilir ama iki haftadır acı gerçek bu. Derbide 50 bin taraftarının önünde santrforu gol bile kaçıramayan bir takım 0-0'a şükretmeli.