Başkanlık makamını, öğlen alınan oyuncağından akşam sıkılan çocuk gibi bırakıp giden Ünal Aysal ve müthiş futbol bilgisiyle danıştığı isim Bülent Tulun, milyonlarca Galatasaray taraftarı gibi bu maçı televizyondan izledi. Rahat koltuklarından, kırıp bıraktıları takımı iyi görmüşlerdir. Aysal'ın "Sosyal sorumluluk projem" dediği Galatasaray temelinden çöktü. Bu ikilinin çok da umurunda olduğunu sanmıyorum. Ünal Aysal, çok sıkılırsa gider Belçika'da bir takım satın alır; danışmanı Bülent Tulun da Aysal'ın arkadaşlarının televizyondan izleyip beğendiği isimleri o takıma getirip imza attırır. Galatasaray'da yaptıkları gibi...
Cesare Prandelli, İtalyan Milli Takımı, Dünya Kupası'ndan elenince ülkesine dönmeden Rio'da istifasını vermişti. Bir İtalyan teknik adamın, dört Şampiyonlar Ligi maçında kalesinde 13 gol görmesi; yetmedi, Başakşehir'den de 4 gol yemesi kendi başına bir istifa sebebidir ama Prandelli muhtemelen yarın da "Daha agresif olmalıyız" diyecek. Bütün kariyeri boyunca etik değerler peşinde koşan, prensiplerinden taviz vermeyen bir teknik adamın ilk yurt dışı deneyiminde geçmişine ve yitip giden itibarına gözlerine kapaması gerçekten de bir İtalyan dramı...
Sezona en formda başlayan isim olan Muslera bile dün iflas etti. Galatasaray'da Prandelli döneminde bir basamak yukarıya çıkan, kendisini geliştiren oyuncu yok. Kaybedebilirsiniz, futbol bu. Ama vazgeçemezsiniz. Arsenal ve Dortmund 4 attığı maçlarda Galatasaray karşısında vites küçültmüş ve "İstesek 6-7 olur" mesajıyla soyunma odasına gitmişti. Dün de skor 2-1 olduktan sonra Dortmund, bu sezonun kabus rakamı 4'ü çok kolay buldu. Semih Kaya iki yıldır yerinde sayıyor, 35'lik stoperler kadar ağır ve güçsüz ama sorsanız Atletico Madrid onu istiyor!.. Galatasaray futbolcular, pazarlama dahisi (!) bir profesyonelin marangoza yaptırdığı o 4. yıldız maketinin içine Aysal ile girdiği günden beri bu takımın üstünde kara bulutlar geziyor. Birileri Galatasaray'da sürekli masal anlatıyor,uyuyan taraftar da maçların ertesi sabahına kabusla uyanıyor. Başkan, pardon "Ağabey" Duygun Yarsuvat, bir hukuk profesörü. Bakalım onun kalın kitaplarına göre ruhsuzluğun ve armayı hiçe saymanın cezası neymiş!...