Kayseri Erciyesspor maçında beni en çok şaşırtan konu, takım şekli konusunda tutucu olan Slaven Bilic'in, karşılaşmaya 4-4-2 dizilişi ile başlangıç yapmasıydı. Çünkü macera duygusu olmadığı için onu en çok eleştirenlerden biri olarak, açıkçası böyle bir başlangıç yapacağını hiç düşünmemiştim. Ama herhalde bu tercihin hiç de kötü olmadığını, zaman zaman farklı arayışlar içine girmesi gerektiğini Slaven Bilic de görmüştür.
Ayrıca Avrupa kupası oynayan Beşiktaş'ın lige yorgun döneceği konusu da dün cevabını buldu. Her zaman belirttiğim gibi hedefi olanların yorgunluğu olmaz. Bunu dün sahada net şekilde gördük. Beşiktaş, yorgun (!) döndüğü Belçika'dan sonra çıktığı ilk maçta 5 gollü bir galibiyet gördü.
Dünkü plan neydi diye baktığımızda, önde 2 santrfor ile başlayıp, 30 dakikalık bölümde skoru ve oyunu eline alma düşüncesi vardı Beşiktaş'ta. Bunu da başardılar. Maçı 3-0'a getirdiler ve ikinci yarının başında gol yemelerine rağmen maçı bitirmiş oldular.

NECİP ÇOK KULLANIŞLI!
Tabii ki bireysel performanslar da çok önemliydi. Tıpkı yakın maçlarda eleştirdiğimiz Olcay Şahan ve Demba Ba'nın performansları gibi. Dün çok istekli, çabalayan, arayan, araştıran bir Olcay izledik. Tıpkı eski maçlardaki gibi. Demba Ba ise klasik penaltısı ve üçüncü goldeki asistiyle oyun içi etkinliğine geri dönüş yapar gibiydi. Ayrıca dün çok iyi gününde olmasa da attığı golle oyunu çözen isim olan Gökhan Töre vardı.
Dün dikkatimizi geçen bir diğer isim de Motta'ydı. Demek ki Motta'nın ilacı, biraz rekabetten geçiyor. Bir takımda rekabetin ne getirdiğini dün Motta'da net şekilde gördük. Beşiktaş'ın en kullanışlı oyuncusu Necip Uysal'ı bu kez sağ bekte, o çıktığında da orada hiç sırıtmadan oynayan Olcay'ı gördük. Yani yorgunluk da maç motivasyonu da hep oyuncunun kafasında. Bunu bir kez daha gördük. Artık bundan sonra Beşiktaş'ın yapması gereken Avrupa'da çeyrek finale adını yazdırmaktır.

En yüksek not 8
Olcay Şahan

En düşük not 5
Kerim Frei