Helsinki'yi eleyip kendini Avrupa Ligi'ne atan Fenerbahçe için Frankfurt elbette ki bir Helsinki değil ama 2 gün önce Beşiktaş'ın oynadığı bir Dortmund da değildi tabii... Sivas maçında hücumdaki verimsizlik dün maçın santra düdüğü ile birlikte yerini üreten bir Fenerbahçe'ye bıraktı. Bir Alman takımına karşı deplasmanda oynarken rakibi sıfır hücum girişiminde tutup 3'ü isabetli 5 hücum girişimi ile ilk 20 dakikayı geçmek önemliydi. Kadroda Rossi solda olunca genel beklenti merkezdeki Valencia'nın sağ tarafında Mesut'un olacağıydı. Fenerbahçe sahaya 3-4-1-2 dizilip Valencia ve Rossi'nin arkasına Mesut'u attı. Bu Mesut'un rahat oynayacağı bir pozisyondu. Golü de yapıp ilk yarıda topa hakim olan Fenerbahçe'nin etkili isimlerinden biriydi. İyi oynarken ikinci golü bulmak Frankfurt'un fişini çekerdi. Beşiktaş'ın, Dortmund karşısındaki ilk 20 dakikadaki oyununu tabelada alamaması gibi Fenerbahçe de devrenin son 10 dakikasında rakip oyunu dengelediğinde bir kontranın kurbanı oldu. İkinci yarıda Alman takımının ayaklarını yere daha sağlam basması ve fizik kondisyon olarak Fenerbahçe'nin önünde olmaları Pereira'nın takımındaki yetenekleri zımparaladı... Mesut ve Mert Hakan işte bu yüzden oyundan alındı. Avrupa serüvenine grup maçlarında Frankfurt deplasmanında beraberlikle başlamak, maç öncesinde altına imza atılacak bir sonuçtu. Ama özellikle ilk 45'teki oyun, arkasından Pelkas'ın atamadığı penaltı ve kaleye tamamlanan topun gol olarak verilmemesi bizi daha fazla üzdü.. F.Bahçe 3 puanı kaçırdı, yazık oldu. Sahaya her bulduğunu atan terbiyesiz ve hazımsız Almanya'ya güzel bir tokat olacaktı zaferimiz..