Aşılanma dönemini beklemeden gönüllü olarak perşembe günü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde aşı oldum. Bu gönüllülük esaslı Faz III klinik çalışmasına dahil olmak için karar alırken, hiçbir endişe yaşamadım. Hatta aşı olacağımı söylediğim zaman çevremdeki insanlardan 'Nasıl böyle bir risk alıyorsun. Yaptığın normal değil' gibi sözleri de işittim. Kendim için küçük, insanlık için büyük bir iş yaptığıma inandım. Hastanenin aşı araştırma grubuna gidip başvurdum. Gerekli formlara bilgilerimi yazdım. İlk önce PCR testim yapıldı. Ardından Kovid-19 geçirip geçirmediğimi belirlemek üzere antikor için kan örneğim alındı. Bir gün sonra sonuçlarımın negatif olduğu bildirildi. Ve aşı için perşembe gününe randevu verildi.
Sorduğum soruların ardından bilgisayarın bana verdiği numara ile aşı kutum geldi. Hemşire tarafından omuz ile dirsek arasında bir yere aşı vuruldu. Aşının yapıldığını hissetmedim. Ne bir uyuşukluk ne de bir sancı yaşadım. Üzerinden 48 saat geçti. Şu anda sadece orta şiddette baş ağrım var. Bundan sonra bakalım neler yaşayacağız. Bu arada aşı grubunda mı plasebo (aşı olmayan sıvı) grubunda mı olduğumu bilmiyorum! Bunu 1 ay sonra öğreneceğim.
1 YIL BOYUNCA TAKİP
İkinci dozumu 31 Aralık'ta olacağım. Bu arada her cuma günü 850'li bir hat üzerinden aranacağım (Dün akşam arandım). Bu telefonu otomatik yanıt sisteminden tuşlayarak yan etkilerle ilgili bilgi vereceğim. Bu bir yıl sürecek. Umarım ki her şey yolunda gider ve ikinci dozun ardından bir ay sonra yaptıracağım antikor testinde güzel sonuçlarla karşılaşırım. Bu süreç içerisinde şunu fark ettim. Toplumda aşıya karşı ön yargı var. Devletimizin ilgili kurumları daha çok bilgilendirme yapmalı. Ben bu yazıyı bunun için kaleme aldım. Türkiye'deki 12 bin gönüllüden biriyim. Çin aşısı geleneksel yöntemle yapıldığı için özellikle tercih ettiğimi de belirtmeliyim. Bu vesile ile Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde bizimle ilgilenen ekibe teşekkür ederim. İlerleyen süreçte de yine bu köşeden izlenimlerimi (yan etkilerini ve aşının gidişatını) sizlerle paylaşacağım.
***
MHK mesaj değil bilgi vermelidir
Merkez Hakem Kurulu Başkanı Serdar Tatlı içini dökmüş. Tatlı, 'Çıkın konuşun kamuoyuna bir şeyler açıklayın' ifadelerimizin ardından TFF Başkanı Nihat Özdemir'den izin alarak bazı medya kuruluşlarına konuşmuş. Açıklamaları beni tatmin etmedi. Mesela Tatlı diyor ki; 'Tugay Kaan Numanoğlu'na sahip çıktık. 3. sezonunda derbiyi yönetti. Sahip çıktığımızın mesajını da ona maç vererek kamuoyuna gösterdik.' Kurum olarak bir hakeme sahip çıkmanız çok güzel. Takdir ettim. Arkasında durun tabii. Ama Fenerbahçe-Beşiktaş maçını katleden hakemin hatalarını da çıkın söyleyin, bu cesareti de gösterin. Ona görev vererek spor otoritelerine 'ne yazarsanız yazın. Ne kadar kötü maç yönetse de biz onun arkasındayız' masajını vermeyin. Tatlı, kimseye ön yargısı olmadığını ifade ediyor. Bizim de böyle bir düşüncemiz yok. Toplum, hakemlerin adaletli maç yönettiğine inanmıyor. Bugün kaç anket yaparsanız yapın sonuç böyle çıkar. 'Atama ile mesaj veriyoruz' diyen MHK'nin çoğu satırında zaten mesaj ifadesi geçiyor. Mesaj değil insanlara bilgi verin bilgi... Taraftarların gözünde ve vicdanlarında onurlu puan toplarsanız, o zaman MHK başarılı olmuştur denir. Boş lafları bir kenara bırakın...
***
Protestonun nedeni 500 milyon TL
Kulüpler Birliği, federasyon ve yayıncı kuruluş arasında kriz bitme k bilmiyor. Birlik, son olarak dün maçlarda 60 saniye hareketsiz kalarak protesto edeceğini açıkladı. Durum vahim bir hale gelmek üzere. Kulüpler dün itibariyle 700 milyon TL ödeme aldılar. Normalde bu rakamın 1.2 milyar TL olması gerekiyordu. Özetle 500 milyon TL ödenmediği için bu protesto kararını almışlar. Yayıncı kuruluş kendine göre bir takım sebepler ortaya koyuyor, kulüpler ise 'Biz yeteri kadar fedakârlık yaptık, paramızı ödeyin' diyor. Bu işin bir an önce çözülmesi lazım. Çok yoğun maç günlerine gireceğiz yakında. Yoksa herkes üzülür.