Tarihimizin en büyük galibiyetini alan milli takımımızın oyuncularının hiçbirinin, "Bize şimdi ne prim verecekler" beklentisi olduğuna inanmıyorum. Maçtan sonraki fotoğraflara bakarsak milli takım ailesinin temelleri atılmış, aile ilişkileri sarmaşığın dalları gibi birbirini sarıp sarmalamış. Çok hatalar yaptık. Hepsi bize ders oldu. Şimdiki genç futbolcular sahada mücadele ettikleri kadar abilerinin yaptıkları hataların kıyısından bile geçmiyorlar. Bence başarıdaki en büyük sebeplerden bir tanesi bu… Avrupa'ya yolladığımız oyuncular bir zamanlar bir sezon dolmadan bavulunu toplayıp geri geliyorlardı. Şimdi daha genç yaşta gidiyorlar ve oralarda öğrendikleriyle milli takıma çok şey katıyorlar. Kısacası neyin hata, neyin yanlış, neyin doğru olduğunu bu gençler çok iyi biliyorlar.
Türkiye çok genç bir nüfusa sahip… Futbol ekonomisi büyük. Yerden yere vursak da ligimizdeki mücadele gücü yüksek. Futbolu seven bir halkımız var. Bakın, Konya'daki 42 bin insan bize ve takımımıza harika bir gece yaşattı. Yani biz taraftarlarımızla, gençlerimizle, anlayışımızla ciddi bir değişim içine girdik ve bunun karşılığını da yavaş yavaş almaya başladık. İspanyollar 2008 yılında Aragones'i milli takımın başına getirdiler. Kupayı aldılar. Sonra Del Bosque'yle devam ettiler, başarı üstüne başarı kazandılar. Almanlar yıllardır Löw'le beraber. İtalya'nın başında Mancini var. Biz daha ligimiz bitmeden Lucescu'yu yollayarak çok önemli karar aldık. Her ülke kendi vatandaşı bir hocayla çalışmayı tercih ediyor. Biz yaptığımız yanlıştan çok kritik bir zamanda döndük. Türkiye'nin en büyük hocalarından birini takımın başına getirdik. O dönemin federasyon başkanı ve yönetimini de tebrik etmek lazım. Lucescu'yu gönderip iki maça Şenol hocayla çıkmak doğru ve cesaret isteyen bir karardı. Kaldı ki Güneş'e, Beşiktaş camiasından büyük tepkiler geldi. İstifaya davet edildi. Böyle bir eleştiri bombardımanının altında milli takımla gol yemeden iki maçı çıkardı, Beşiktaş'ı da yarışta tuttu. Yaptığı işin büyüklüğünü o zaman kimse anlamadı.
Son olarak bu maçı şansa, Fransa'nın kötü gününde olmasına bağlayanları da anlamıyorum. Türk futbol tarihinin son 15-20 yıldaki en değerli ve büyük galibiyeti, bir şampiyona karşı alınmıştır. Başka söze gerek yoktur.