LİGDE şampiyonluğa oynayan Galatasaray'ın kupa finaline bu kadar yaklaşmışken elenmesinin izahı olamaz herhalde..
Sezon boyunca ligde yalnızca bir kez, onda da Fenerbahçe'ye karşı berabere kalarak puan kaybeden Galatasaray'ın evinde 2 farklı yenilmesinin hiçbir mazereti olamaz.
Sarı-kırmızılı takım sahaya 9 farklı isimle çıktı. 9 isim de sanki ilk defa Galatasaray forması giymiş kadar acemiydi..
Bir o kadar da ciddiyetsiz.
Fatih Terim şüphesiz Alanyaspor maçını düşünerek bu kadar geniş çaplı bir rotasyon yapmıştı ama herhalde takımından beklediği bu değildi. Her maçın kendi içinde bir zorluğu vardır. Siz ilk maçı 2-1 kazanmış olabilirsiniz ama bu turu kesin geçtiğiniz anlamına mı gelir! Sanki dışarıda 3-0 yenip gelmiş gibi bir yaklaşım vardı 11'de...
Futbol ciddiyetsizliği affetmez. Daha 10. dakikada Galatasaray'ın Akhisar'a çok sayıda pozisyon vereceği belli oldu. Galatasaray defansı sanki ilk defa bir maçta bir araya gelmiş gibiydi.
Savunmada ve forvette değişim iyi de arkada böyle bir değişim sıkıntı yaratır.. Savunmanın sağında, solunda ve ortasındaki rotasyon dünkü faturayı ortaya çıkardı. Latovlevici sokaktan geçerken adam eksik de takımı tamamlasın diye çevrilmiş mahalleli gibi bir futbol oynadı.
Maicon zaten ağırlığıyla Galatasaray'a Gençlerbirliği faturasını çıkaran oyuncuydu.
Kulübeden gelen Sinan, Yasin ve Tolga hiçbir sorumluluk almadı, pikniğe gelmiş gibi bir oyun sergilediler..
Bu oyuncular hazır değilse böyle bir maçta neden şans buldular, bunu da anlamak zor. Orta sahada Fernando, Selçuk ve Tolga yana ve geriye oynayarak rakibin ekmeğine yağ sürdü. Okan Buruk ve öğrencileri de bu zaafı çok iyi değerlendirdi doğrusu.
Seleznov, Galatasaray savunması karşısında adeta şov yaptı, her pozisyonda üstünlük kurdu. Akhisar da büyük bir zaferle finalist oldu. Okan hoca ve öğrencilerine tebrikler.