Ersan'ın satışı sonrası bir de Rhodolfo diz bağlarını kopardığında Beşiktaş yönetimi, yaz döneminde Marcelo'nun haricinde bir stoper daha alması gerektiğini biliyordu. Bugünden hesaplayacaksak aradan 7 ay geçti ama Beşiktaş hala stoper sorunu yaşıyor, yeni sezonda hala stoperdeki hatalardan gol yiyor. İstediğiniz kadar orta saha ya da forvet alın, temel sorunlarınızı çözmezseniz başarıyı tesadüflere bırakırsınız. Şampiyonlar Ligi'nde çekilen iyi kuraya hepimiz sevindik, kim Barcelona yerine Benfica, Manchester City yerine Napoli'yi tercih etmez ki? Fakat nispeten iyi kura çekmek başarıyı garanti etmiyor. Bundan 11 gün önce Şenol Güneş, bitmeyen stoper ve forvet transferleri için isyan etmişti. Talisca geldi, Nasri geliyor, tamam ama bunlar pantolon delikken şık bir ceket almaya benziyor. Şenol hoca pantolon istiyor ama 27 Ağustos itibariyle isyanının gerekçeleri olduğu gibi duruyor. Devşirme stoper Necip'in bile kırmızı kart cezalısı olacağı haftada yamanın da yamasını yapmak zorunda kalmaması için Beşiktaş, zaten çok geç kaldığı ve Şampiyonlar Ligi öncesi hazırlık fırsatını kaçırdığı ortamda daha fazla geç kalmadan stoper işini isabetli bir şekilde çözmeli. Yoksa Benfica, Napoli sevinci bir anda hüsrana dönüşebilir. Maça da değinirsek, beklendiği gibi kıran kırana heyecanı yüksek bir maç oldu. Türkiye'nin iki kaliteli teknik adamı Şenol Güneş ve Aykut Kocaman futbol adına bizlere keyifli bir 90 dakika yaşattılar. Konyaspor bulduğu 3-4 pozisyonun ikisinde golü buldu.. Beşiktaş'ın defansı kadar kalesinin de sıkıntılı olduğunu söylemeliyiz. Tolga sanki kariyeninin ilk maçlarını oynuyormuş gibi heyecanlı ve acemi hareketler yaptı. Üzerinde büyük bir baskı olduğu gerçek. Quaresma zaman zaman parladı zaman zaman kayboldu. İlk yarıdaki performansını ikinci yarıya taşıyamadı.. "Forvete gerek yok ben varım" diyen Cenk'in nefis bir gol atması da maçın dikkat çeken anlarındandı. Kim gelirse gelsin, formayı bırakmamak için elinden geleni yapacağı belli...