Öncelikle Galatasaray, Mersin deplasmanında kazandıysa Muslera'ya şükretmeli... Uruguaylı, son haftalarda ne kadar iyi bir file bekçisi olduğunu dosta düşmana ispat etti, Galatasaray'ı zirvede tutan isim oldu. Lig biterken bir kalecinin formunun bu kadar maksimum seviyeye çıkması Galatasaray adına büyük bir piyango. Dün gecenin özeti Muslera ve diğerleri esasında...
Çok kritik haftalara, günlere girdik artık... İyi futbol yerine artık kazanayım da nasıl olursa olsun mantığı hakim... Bu durum sadece Galatasaray için değil Beşiktaş ve Fenerbahçe için de geçerli.. Kimi kazanıyor, kimi takılıyor.. Kimse futbola bakmıyor, mevzu tabela artık. Bu normal mi? Şampiyonluk stresi ağır bir yük, bu açından bakıldığı zaman da oyunculara hak vermek lazım herhalde... Galatasaray, Gaziantepspor ve Konyaspor maçlarında korku dolu dakikalar yaşamıştı... İşte o Galatasaray dün gece de aynı korkuyu dolu dolu tattı.. Eğer Mersin İdmanyurdu, Muslera'yı geçebilseydi skor nasıl olurdu acaba?
Galatasaray'ın iki beki de performans olarak kötüydü. Mersin de bu ayrıntıyı iyi yakaladı, Pedriel ve Nakoulma ile pozisyonlar buldu.. Galatasaray da ikinci golü bulamadığı için gerildikçe gerildi.. İkinci yarı da ilk devrenin aslında aynısıydı.. Mersin ekibi topa daha çok sahip olan taraftı... Fakat yakaladıkları fırsatları gole çeviremediler...
Galatasaray şampiyonluk yolunda keskin bir virajı daha döndü.. Önünde sadece 3 maç kaldı.. G.Birliği, Beşiktaş ve Çaykur Rizespor.. Galatasaray için şampiyon olmak hiç de zor değil bu görüntüde.. Her ne kadar futbolda büyük sürprizler olsa da sarı-kırmızılı takım yüzde 51 şampiyonluğa yakın..
Son sözümüz Hamzaoğlu için... Zor şartlarda geldiği bir görevde takımını lider yaptı ve şampiyonluk için gün sayıyor.. Özür dilediği için bile yerden yere vurulan bir teknik adam bu takımı şampiyon yaparsa, ondan kimler nasıl özür dileyecekler?