Kulüp takımlarında teknik direktörlerin elinde 25 futbolcu var. Onlardan beklenen ideal bir 11 yaratıp sezonun yoğun trafiğinde ufak rotasyonlarla istikrarı yakalamak. Mesala Prandelli ve Halilhodzic'in bunu başaramadıkları aldıkları sonuçlardan belli.
Milli Takım'da ise durum farklı. Fatih Terim'in elinde 25 değil, yüzlerce futbolcu seçeneği var. Milli Takım'ın ideal 11'i olmaz. Milli Takım'ın bir iskelet kadrosu olur. 11 kişilik bir oyunda vazgeçemediğiz oyuncu sayısı Milli Takım'da 4'ü, 5'i geçmemeli.. İşte bizde olduğu gibi geçerse, bu futbolcuların hepsi de "Ne oynarsam oynayayım benim milli formam garanti" diye düşünür. Sonra biz de oturur kulüp formasıyla o futbolu oynayanlar Milli Takım'a gelince "neden tanınmaz haldeler" diye tartışır dururuz.
A Milli Takım'ın Çek ve Letonya maçlarında santrforu Umut Bulut, Galatasaray'da şans bulamıyor. A2 Milli Takım forması ile İngiltere'ye 2 gol atan Emre Çolak, 3 yıl önce Fatih Terim tarafından bir F.Bahçe derbisinde sürpriz bir şekilde sahaya sürülüp galibiyete katkı yapmıştı. Aradan 100'den fazla lig haftası geçmiş. Emre Çolak, G.Saray'da oynayamıyor ama A Milli Takım düzeyinde gol atamadığımız İngiltere'nin ağlarını 2 kez havalandırıyor. İşte bu işte bir gariplik var. Futbolda sistem sadece saha içindeki diziliş değil organizyon yapısını da çok iyi kurup Milli Takım formasını adaletli bir şekilde dağıtmalısınız. Yıllardır ortalıkta görünmeyen Semih Şentürk, Milli Takım maçları öncesi 3 gol attı diye Milli Takım'a seçilsin diyenler de işte bu sistemsizliğe destek verenler... 2018 için yaş ortalaması o turnuvada 26'yı geçmeyen kadro kurulacaksa, artık ideal 11'den değil bir Milli Takım iskeletinden bahsetme zamanı geldi.