Önemli eksiklerin olduğu bir maçtı... Gerek Fenerbahçe gerek Trabzonspor'da cezalar ve sakatlıklar nedeniyle farklı bir 11 sahadaydı. İlk yarıda Trabzonspor adına oynanan oyun büyük bir hayal kırıklığı. Çünkü kendi sahanızda oynadığınız bir maçta rakip Fenerbahçe de olsa deplasmanda olduğunu hissettirmelisiniz. Maça öyle bir başlangıç yaptılar ki akıl alır gibi değil. Savunmadan çıkarken rakibe kaptırılan toplar, orta alanda bir türlü organize olamama -ki burada orta alanda Okay-Kucka ikilisinden Kucka'nın yerine Onazi ile oyuna başlamak daha doğru bir tercih olurdu.- Onazi mücadele gücü yüksek, rakipten daha fazla top kapan, dirençli bir oyuncu. Oyunda kontrolü ele alan takım Trabzonspor olması gerekirken Fenerbahçe topa daha fazla sahip olan taraftı.
İlk yarıda kendi sahanızdaki maçta ilk atak girişiminde bulunduğunuz dakika 25... Fenerbahçe sahasına geldiği anda ise hücumda Yusuf-Burak birlikteliği dışında üretkenlikten uzak. Çünkü sol kenardaki Kamil Ahmet ve Olcay top kullanma becerileri kısıtlı iki isim. Abdülkadir ise topla çok az buluşan bir oyuncu. Yani iki kenar da üretkenlikten uzaktı. Top Yusuf'a geldiğinde ise Fenerbahçe ikili baskı ile top kullanmasını engelledi. İlk yarının son dakikalarında İsmail'le yüzde yüz gol pozisyonuna girdiler. İkinci yarı Yusuf'un yerine Sosa oyuna girdi. Trabzonspor'un bu maçta fark yaratan oyuncusu kaleci Onur. Çünkü serbest vuruşta gelen topta kurtardığı yüzde yüz bir gol var. Böylesi maçlarda pozisyonların çok daha az olduğunu düşündüğümüzde bazı anlar çok daha öne çıkar. Önce Onur'un kurtardığı top, ardından Abdülkadir'in mükemmel pasıyla Burak'ın Trabzonspor'u öne geçirdiği gol. Trabzonspor, topa daha fazla sahip olup, Fenerbahçe'nin risk aldığı bölümlerde rakip alanda daha fazla görülmesi gerektiği zamanlarda bunu bir türlü gerçekleştiremedi. Bu yüzden Fenerbahçe'nin golü geldi. Bu maçın Trabzonspor adına gösterdiği en büyük gerçek ise şampiyonluk için takım birlikteliği ve saha içi yeterliliği olarak ne yazık ki çok uzakta bir takım görüntüsü.