Futbol tuhaf bir oyun. Çünkü bu sezon ilk kez Trabzonspor deplasmanda rakip alanda daha fazla gözüktü.
Oyunun büyük bölümünde topa sahip oldu. Kaçırılan penaltının dışında bu sezon hiçbir maçta girmediği kadar gol pozisyonuna girdi. Bazı pozisyonlarda beceri noksanlığı, bazılarında ise kaleci İtandje'nin mükemmel kurtarışları sonucu belirleyen odak noktalarıydı...
Rizespor, ilk yarının 40. dakikasına kadar sadece kendi alanında çok adamla savunma anlayışını öne çıkardı.
Özelikle savunmasından çıkarken kaptırdıkları toplarda Trabzonspor'un gol pozisyonları ürettiği anlar oldu. Yalnız ilk yarıda Trabzon için rakip savunmasının dengesini bozabilecek, yani dripling özelliği olan (Mehmet Ekici'den başka) oyuncu eksikliği hissedildi.
Eğer Marko Marin, bu bölümde olsa, savunmada hataları olan Rize karşısında golü bulma şansları daha fazla olurdu. 40. dakikadan sonra roller değişti. Bu zamana kadar Rizespor'un en büyük silahı olan karşı atak oyununda bana göre takımın her şeyi Kweuke, Trabzon savunmasının büyük hatasından yararlandı ve takımını öne geçirdi. İlk yarının sonunda ise birinci golün kopyası gibi yine Sercan ile getirilen top ve iki farklı geriye düşüş...
Bana göre ikinci yarıya Marin ile başlanması daha doğru bir tercihti. İki farklı geriye düşen takım için ilk tercih Marin olmalıydı. Çünkü rakip ceza alanına yakın savunmayı kuruyor. Dar alanda adam eksiltme özelliği olan Marin, neden tercih edilmez o da ayrı bir konu... Yenilen üçüncü gol de savunmanın yine pozisyon hatasından kaynaklandı. Gelelim maçın hakemine... İlk yarıda Mustafa Yumlu'nun ceza alanı içerisinde kafa vuruşunda Rizesporlu oyuncunun eli ile müdahalesine penaltı çalmadı. Aynı şekilde Trabzonspor'da Alper'in ceza alanı içerisinde oynadığı elle pozisyonuna Rize lehine penaltı vermesi gerekirdi.
Genel olarak iyi bir yönetim gösterdiği söylenemez.