Artık şu gerçeği herkesin görmesi gerekmektedir. Halilhodzic ile Trabzonspor'un hedeflediği çizgiye ulaşabilmesi bir ütopya. Maç öncesi, basın toplantısında Halilhodzic yine Andersen'den masallar anlattı! Sorulara verdiği yanıtlar tam bir komedi. Örneğin, Cardozo ve Costant gibi oyuncuları kendisinin istemediği ve bu oyuncuların geldikleri takımda yedek olduklarını belirtti. Ve her şeyden önemlisi hala bu kadar transfer yapılmasına rağmen, takımın oyuncu kapasitesinin yetersizliğinden söz etmeye çalışması gerçekten ibret verici bir düşünce tarzı. Bana göre artık yeter demenin zaman geldi ve geçiyor bile. Bunu bir kez daha gördük. Yine her zamanki gibi hakem tarafından tribüne gönderilen Halilhodzic'le yolların ayrılması Trabzonspor'un geleceği için çok önemli. Aksi takdirde bu günler de mumla aranır diye düşünüyorum.
Gelelim maça; Halilhodzic'in saha içi verdiği 11'de uzun bir zaman kayıp olan Fatih Atik orta alanda! Mehmet Ekici gibi hücumu yönlendirmesi düşünülen bir isimse sağ kenarın önünde yer aldı! İlk yarıda Lokeren attığı golün dışında iki net pozisyondan yararlanamayan takımdı. Organize olamayan, top ayağına geldiğinde herkesin kendine göre bir şeyler yapmaya çalıştığı Trabzonspor'da ise ne savunmada güvenli olabildiler, ne de hücumda. İlk yarının son dakikalarında Yatabare'nin bireysel becerileriyle kazındırdığı gol vardı.
İkinci yarıda Trabzon tamamen kendi alanına gömülerek oynadı. Buna rağmen rakibin yakaladığı gol pozisyonları vardı. Lokeren eğer önde bir iki becerikli oyuncuya sahip olsa bu maçın sonucu daha farklı olabilirdi. Sonuçta alınan 1 puan gruptan çıkma adına sevindirici. Yalnız yukarda ısrarla ifade etmeye çalıştığım gibi radikal kararların verilmesi çok daha önemlidir diye düşünüyorum.