Beşiktaş geride bıraktığımız 40 haftalık zorlu lig maratonunda ligin en iyi, en güçlü futbolunu oynadı.
Rakiplerine göre mütevazi bütçesi ve kadrosuna rağmen müthiş performansı Sergen Yalçın'ı ve takımını lig bitmeden taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanmış gönüllerin şampiyonu yaptı.
Ancak futbolda güzel oyuna kupa verilmediği gibi, bu ülkenin acı gerçeği şampiyonlukla taçlandırılmamış hiç bir oyunun karşılığı yok.
Bu yüzden Beşiktaş'ın kendi kazandığı avantajlarını harcayarak Galatasaray'ın son haftaya yarışın içine sokmasına rağmen sezon performansını taçlandırması gerekiyordu. Dün görülmemiş final gecesinde Beşiktaş rakiplerine değim yerindeyse "Arafeyi gösterdi, Bayram'ı göstermedi."
Göztepe karşısında Vida'nın maçın başında attığı kafa golü altın değerindeydi. 2 haftadır yenilen Beşiktaş'ın stresini aldı, İstanbul'da Malatyaspor'a 4 gol atması gereken G.Saray'ı strese soktu.
İki hatta 3 maç arasına adeta Marmara Fay Hattına dönen gerilimli yaşanmış dakikaların kazananı Beşiktaş oldu...
Sergen Yalçın 60. dakikada Larin'i sola, Gökhan Töre'yi forvete alarak oyun içi değişiklik yaptığı maçta Ghezzal'ın penaltı golüyle 2-1'i bularak şampiyonluğun kapısını araladı...
G.Saray İstanbul'da 5-1'i bulamayıp 3-1'de kalınca şampiyonluk anasının ak sütü gibi helal Beşiktaş'a nasip oldu.
İnanç, fedakârlık, kenetlenme, takım olma, güzel ve güçlü oyunun karşılığını Beşiktaş kupayla aldı. Tebrikler Beşiktaş... Helal olsun Sergen Yalçın. Kutluyoruz Ahmet Nur Çebi, Emre Kocadağ ve yönetim... Hak edilmiş şampiyonluk için ne kadar sevinseniz, övünseniz yeridir.