Türkiye yakın dönemde büyük organizasyonlara ev sahipliği yapmak için büyük emek sarf etmişti. 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası'nı UEFA Başkanı Platini'nin müdahalesiyle son karar günü elimizden alınıp Fransa'ya verilmişti. Oy kullanan üyeler bile "EURO 2016 için açıkça Türkiye'nin hakkı yendi EURO 2020 size verilir derken bu sefer UEFA 60. yıl anısına şampiyonayı tarihinde ilk belki de son kez 12 ülkeye paylaştırmıştı.
Diğer taraftan 2008'den beri İstanbul adına aday olduğumuz, devlet olarak her türlü taahhütü verdiğimiz Olimpiyat Oyunları adaylığında 2020 için de çok yaklaşmıştık. Tokyo 2020'yi alsın 2024 Olimpiyatı'nı Avrupa'ya biz alırız diyenlerin oyunlarıyla yine mahrum kalmıştık. O dönemde "ikisinden birini alırız" diye beklerken sonuç ikide sıfır olunca çok üzüntü hatta acı vermişti. Mevcut durumdaki kaotik ve içinden çıkılmaz sorunları, henüz hesaplanamayan ekonomik zararları görünce şahsen üzüntülerim kayboldu! Bütün dünyayı esir alan Koronavirüs belası büyük küçük demeden binlerce organizasyonu ya iptal ettirdi, ya ertelettirdi. 1896'da Yunanistan'da başlayan modern olimpiyat oyunlarının 1916'da 1. Dünya ve 1940-44'de 2. Dünya Savaşı nedeniyle ertelendiğini hatırlatırsak sürecin önemini daha iyi anlarız. Heryerde insanlar ölüyor, ekonomi darbe alıyor, iptal edilen organizasyonun ayrıca milyarlarca yükü bulunuyor.
Japonya 1 yıllık Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları'nın ertelemesinin tahmini zararını 6 milyar Euro civarında açıkladı. IOC'nin sponsor yükümlülüklerini, kota müsabakalarının ekonomik sorunlarına girsek işin içinden çıkamayız. Koronavirüs nedeniyle Euro 2020'nin ertelenmesi ve liglerin durumu, futbola hiç olmadığı kadar büyük darbe vurdu. Şu anda Avrupa'da futbolun gelir kaybı 5 milyar Euro'yu aştı.
Cevap bulması gereken çok soru, çözülmesi gereken çok sorun var. Koranavirüs günlerinde spor yapmak, futbolu oynatmak, yayıncılık yapmak çok zor. Bu süreç birbirini suçlayan, açık arayan insanlarla aşılacak bir süreç değil.
Bu küresel sorunu ancak küresel duyarlılıkla ve birliktelikle aşabiliriz..