Beşiktaş, Galatasaray'ı yenerek şampiyonluk yolunda en büyük en engeli aştı. İlk yarı yüksek gerilimin etkisinde kalan siyah-beyazlılar ikinci yarıda üstün futbolla hak ettiği bir zafer aldı.
Galatasaray'ın ilk yarıdaki futbolunu izleyen, "Bu takım sezon başından bu yana bu hırsı gösterip bu oyunu oynasa şampiyonluk yarışı üçlü geçerdi" fikrine ulaşabilir.
Agresif ve enerjik Sneijder'in varlığı, Selçuk'un liderliği, Sabri'nin hırsı Beşiktaş'ın ilk yarıda hızını kesip oyun planlarını bozdu. Avrupa hesabı yapan bir takımın derbide karakter koyması şaşılacak bir durum değil.
Şaşırtıcı olan Beşiktaş'ın topla oyunu, rakip alana taşımak yerine uzun toplarla oyun kurmak istemesi.
Bunu yaparken fazla top kayıpları yapıp takımın ritmini tutturamadılar.
Galatasaray'ın ilk yarı yakaladığı 2-3 pozisyona karşılık Beşiktaş'ta 2 pozisyon üretse de oyunun hakimiyetini eline alamadı.
Devre arası Beşiktaş'ın soyunma odası hararetli geçmiş olacak ki siyah-beyazlı oyuncular sahaya daha sakin ama arzulu bir kimlikle çıktılar. Sneijder'in ikinci yarının başında aşırma vuruşunu bir kenara yazsak da Sosa'nın kaçırdığı 3 net gol pozisyonunu hiçbir yere koyamayız.
Beşiktaş ikinci yarı güzel oyununun karşılığını 5-6 net gol pozisyonuna girerek ve maçı kazanarak aldı. Değişikliklerin maça skora yansıması oldu. Donk'un girişi G.Saray'ın ritmini bozdu. Cenk ve Gökhan Töre değişiklikleri Kartal'a dinamizm getirdi. Beşiktaş adına 90 dakika sahanın en iyisi olan hem defasif hem ofansif vecibelerini fazlasıyla yapan Oğuzhan maçın kilit ismi oldu. Tartışmasız maçın lideri ve takımının komutanıydı.
Cenk'e çıkardığı ara pas, yeni damadın devamında asisti ve Gomez'in golü şampiyonluk kapısını araladı. Gol olmadan önce bir taraftarın orta sahaya girmesi ilginç bir durumdu. Hiç kimsenin bu durumu fark etmemesi de garip ama gerçekti.
Artık ligde bundan sonrası Beşiktaş için çok daha kolay olacak.
Beşiktaş adına sahanın en iyisi hem defasif hem ofansif vecibelerini fazlasıyla yapan Oğuzhan oldu.