Bir kaleci bir takımı vezir de eder rezil de... Beşiktaş Sporting Lizbon maçında zihinsel olarak kaybettiği Tolga Zengin'in sendromunu maç günü fiziksel olarak farklı bir boyutta yaşarken kaleyi Günay devraldı. Futbolun cilvesine bakın ki Tolga'nın çıkmayarak yaptığı hatayı Günay gereksiz, orantısız çıkarak yaptı... Sneijder'in attığı ikram golüne kadar Galatasaray futbol adına hiçbir kıymet üretememişti. Belki de Beşiktaş karşısında son 10 yılın en etkisiz ve teslimiyetçi futbolunu sergiledi. Golü arzulayan, topu oynayan, sayısız atak geliştirip Muslera'nın koruduğu kaleye 10'a yakın pozisyon üreten taraf Lizbon mağduru Beşiktaş'tı. Ancak Muslera yaptığı 6-7 net kurtarışla izleyen herkesin nazarında kurtarıcı rolündeydi. Emin olun tribündeki Beşiktaşlıların belki de tamamı "Ah.. ahh.. Muslera biz de olsa şampiyonluk garanti" der gibi bakıyordu.
Futbol enteresan bir oyun. Siyah beyazlı oyuncular Tolga ve Günay için kendileri için karakter koydu. Beşiktaş önce Gomez'le hemen cevap verdi. Sonra Quaresma'nın yerine oyuna girer girmez Gökhan Töre, Muslera'yı avladı. Ne avlamak. Muslera'nın goldeki hatasını, kapattığı yerden yediği ikinci golü değil Tolga, Türkiye'de hangi kaleci yese, sosyal medyada idamdan yargılanırdı! Ancak geçmişteki ve ilk yarıdaki yüksek kredisi Muslera'ya olması gereken haklı bir hoşgörü ve ayrıcalık kazandırıyor. Hata insana ve de kaleciye mahsus hoşgörü gerektiriyor.
YERİNDE DEĞİŞİKLİK
Yorgun ve moralsiz Beşiktaş'ta bütün takım yıldızlaştı. Şenol Güneş'in değişiklikleri ve müdahaleleri yerindeydi. G.Saray yedek kulübesi dahil bütün takım güçsüz ve zayıf kaldı. Güneş, Kerim'i Töre'yi alarak hamle yaparken Mustafa Denizli hocanın çaresizliği aslında G.Saray'ın özetiydi.
Fenerbahçe'den sonra yendiği Galatasaray'ı 9 puan gerisine yani ateşe atan Beşiktaş şampiyonluk inancını da ortaya koymuş oldu.