Türkiye üst üste 2010 Dünya Kupası, EURO 2012 ve 2014 Dünya Kupası finallerine katılamadı. Ne acıdır ki EURO 2016 hedefinde Fransa'ya da gidememe tehlikesiyle karşı karşıyayız. Öyle bir hale geldik ki koca bir genç nesil 2008'in hikayeleriyle avunmak zorunda bırakıldı. Sadece ülke mi? A Milli Takım oyuncularının çoğunluğu 2008 Avrupa Şampiyonası ve üçüncülüğü tecrübesini yaşamadılar. Fatih Terim'in Hollanda maçından önce takımını, 2008 zaferinin kamp yeri olan Bielefeld'deki Marienfeld kasabasına götürmesi ilginç bir ironiydi. 2008'i yaşayanlardan, yaşamayanlara bir nevi aktarma düşüncesi güzel bir hareket oldu. Bunun sonucunu da Hollanda maçında gördük. Türkiye, Hollanda karşısında sergilediği futbol ve uzatmalarda kaybettiği galibiyet ile psikolojik duvarları yıktı. Çek Cumhuriyeti ve İzlanda'nın EURO 2016 elemelerine ezberleri bozan başlangıcı ülke olarak hepimizi, "Bir şampiyona daha hayal oldu" karamsarlığına itmişti. Ancak Milli Takım'ın futbolu bizi umutlandırdı. Fatih Terim ve oyuncularının gücünü yeniden hissetmeye başladığını söyleyebiliriz. Herkese bir özgüven geldi. Bunu kamp süresince net olarak gördük.
ÇEK CUMHURİYETİ MAÇI FİNAL NİTELİĞİNDE OLUR...
A Grubu'nda 5 puan iç açıcı gözükmese de önümüzde 5 maç var. Kazakistan'da alınacak 3 puanın ardından, içeride Konya ve Trabzon'da oynayacağımız 3 maç sonunda 15-17 puan parametresine ulaşmamız zor değil. 10 Ekim'de deplasmandaki Çek Cumhuriyeti maçı ikincilik ya da play-off bileti için final niteliğinde olur. İçeride Hollanda'yı, İzlanda'yı geçmenin de kolay olmadığının farkındayız. Tek handikap eylül ve ekim aylarında futbolcuların fiziksel durumu olur!
KAZIM'IN KADROYA GİRMESİ ZOR
Lüksemburg maçında gördük ki Ozan Tufan'ın stoperde harcanmayacak kadar büyük enerjisi var. Ön liberoda oynamasına rağmen Mehmet Ekici kalitesi ve oyunu okumasıyla hem Fatih Terim'i hem bizleri etkiledi. Türkiye'nin geleceği varsa bunun içinde Mehmet Ekici ve Ozan Tufan da kesinlikle var. Kusura bakmasın ama Kazım Kazım'ın bu haliyle milli takımda yer bulması artık zor.