Perşembe akşamı çok tartışmalı bir kupa maçı oynadı Fenerbahçe... Yarıda kalan kaşılaşmanın yankıları hala devam ediyor. Üstüne üstlük cuma günü Başakşehir, cumartesi Galatasaray, pazar da Beşiktaş, kayıpsız geçti maçlarını... Fenerbahçe, dün Antalyaspor karşısında 90 dakikayı berabere bile bitirse, şampiyonluk yolunda mesafenin kısalması nedeniyle yarıştan kopmuş olacaktı. Sahaya da bu bilinçle çıktı.
İlk 10 dakika sanki bu durumlardan etkilenmiş gibi çok fazla temkinliydi ama Aatif'ın geliştirip bitirdiği (oyun yönünü değiştirdi) daha da önemlisi yerde kaldığı pozisyonda derhal kalkıp, hücuma destek verip attığı gol takımı rahatlattı ve üzerlerindeki baskıyı aldı. Hemen ardından gelen ikinci gol, Fenerbahçe'yi ilk 20 dakikada maçı koparan pozisyonuna getirdi. Üçüncü golünü de atmıştı ama yardımcı hakem devreye girdi. Nizami golü vermedi. Bu da yetmedi Skrtel dedi ki, "Ben Antalya'yı maça bir ortak edeyim..."
Skor 2-1'e gelince, soyunma odasına gidene kadar Hamza Hamzaoğlu hoca ve Antalyaspor için oyuna tutunma şansı arttı.
İkinci yarı Fenerbahçe, ilk 10 dakika gibi değildi. Bu kez üçüncüyü bulmak adına etkili hücumlar yapmaya başladı. Hızlı oynamaya çalıştı. Gol için ısrar etti ve amacına ulaştı. Daha sonra teknik direktör Aykut Kocaman, taktiksel değil ama aynı taktik içinde Aatif'ı sağa çekip, Dirar'ı çıkartarak yerine Valbuena'yı aldı, Soldado'yu çıkarıp Janssen'i aldı ve ataklarına devam etti. Fenerbahçe skoru rahatlattıktan sonra kontrollüydü. Aslında her golün öneminin olduğunu anlayabilmeli. Tabii ki ikili averaj önemli ama puan kayıpları kapanabilir.
Sonuç olarak saha içi olaylarına, 3 rakibin birden kazanmasının verdiği psikolojik baskıya rağmen Fenerbahçe yarışın içinde kalmayı bildi. Şimdi önümüzdeki hafta büyük önem taşıyor. Galatasaray ile Beşiktaş'ın oynayacağı haftada Fenerbahçe, Kasımpaşa ile daha erken oynayacak ve sonucu bekleyecek. Sarılacivertlilerin alacağı sonuç derbinin gidişatını da etkileyecektir.