Bazı derbiler vardır, kült maçlar olur. Uzun yıllar konuşulur. Bu da onlardan birisi olacak. İlk yarının sonunda Aboubakar'la öne geçti Beşiktaş... 9 kişi kalmış rakip takım. Son taç atışında bile Beşiktaş set oynamaktansa topu korusa, oyun bitebilirdi. Futbolun bir oyun olduğunu, her şeyin olabileceğini bir kez daha gördük. Kader demeyeceksin, "Kader gayrete aşıktır" derler.
Beşiktaş takımı, 45 ile 80 arası bulduğu pozisyonlarla 4 tane atabilirdi. Hakikaten Şenol hoca ve Beşiktaş takımı için tuhaf bir durum şüphesiz. Adriano, topu yakından değil, uzaktan taca vursa olmaz. Maçı 1-0 bitirip gelse, "Fenerbahçe bir kere tesadüfen pozisyon buldu, Beşiktaş hak etti" diyecektik.
Golde Marcelo ve Beşiktaş savunması psikolojik etkenlerle birlikte gömüldü. Sow, tacı Kjaer'e kullanarak içeri dolduruyor. Marcelo savunmayı o kadar geri çekmeyecek mesela.
Ligin ortalarında oynanan bir maç olsa böyle bir yaslanma asla olmazdı. 11'e 9'a rağmen gömülmenin sebebi oydu. Aman koruyalım derken golü yedi.
Volkan'ın becerisi, çok kötü oynayan Fenerbahçe'nin yine de, "Belki, hani olursa" demesi, son dakikaları değiştirdi. Fenerbahçe tecrübeli bir takım, başka da bir numarası yoktu. Burada tecrübesini konuşturdu. Sow bu kadar kritik bir anda tacı sakince geriye oynadı, Kjaer topu kontrol etti, sakince topunu kesti, gol geldi. Skrtel gitmiş, Souza gitmiş, ceza sahasının içinde Beşiktaşlılar...
Fenerbahçe takımı, hiçbir şey oynamadan yenilmedi Beşiktaş'a. Formasıyla, tecrübesiyle yaptı bunu. Volkan Demirel de çok iyi maç çıkardı. Takımın forvetleri tamamen fiyaskoydu.
Fenerbahçe forvetleri o kadar kötüydü ki en iyileri 10 dakika oyuna giren Emenike'ydi.
O kadar kötülerdi!
Beşiktaş, ikinci yarının başındaki gibi değil... Adanaspor ve Başakşehir maçında iyi değildi. Şu golü kim yedi, Başakşehir'in attığı gol yedirdi. O, 1 puanlık fark oyuncuları ve Şenol Güneş'i çok germiş. Başakşehirli oyuncu Napoleoni, Antalyaspor maçında gol atmasa dün Vodafone Arena'da bambaşka bir maç oynanırdı. 4-1'lik, 5-1'lik bir maç bu aslında. Beşiktaş ikinciyi, üçüncüyü bulmuş olsa daha sakin olacak. Bu maç Cuma akşamı başladı, Napoleoni'nin golüydü milat. Şimdi, Başakşehir'le Beşiktaş arasındaki puan farkı iki... Kalan 4 hafta bir hayli heyecanlı ve gergin geçecek gibi görünüyor...
***
VESELİNOVİC HAKLIYMIŞ
Talisca derbiyi kaldıramadı. Futbol topuyla sevişen, eğlenen bir oyuncu vardı sadece. Quaresma... Şakır, şakır, şakır. Sanat yaptı. Talisca ise çaylak kaldı. Orada sakin kalacak hoca ve "Devam" diyecek. 4-3 yendik ya Galatasaray'ı, meşhur maç... İlk yarısı 3-0 bitmişti. Aslında biz 7 tane yiyebilirdik. Veselinovic hoca, "İkinci devreyi 1-0 kazanın" dedi devre arası. 4-3 yaptık, orada enerjimiz bitti. Kenara baktık, hoca bize fırça atıyor, "Devam" diyor. 4-3'ken bile bizi diri tutmak istiyor. Görüyor çünkü rakibi, demoralize olmuş. 5'i istiyor. Bu arada sağlık durumuyla ilgili bir haber okudum hocanın, yeri gelmişken ona da geçmiş olsun dileklerimi ileteyim. Kısacası hakem maçı bitirmeden maç bitmez. Dünkü maç dünyaya örnek olmalı. Bayern Münih-Manchester United'ın 1999'daki finali gibi bir maçtı.
***
METİN-ALİ-FEYYAZ YAKALASA...
Anlamsız bir şekilde gerildi Beşiktaş... Bunlar futbolda var. Bu maç berabere bitebilirdi ama ligin rengi çok değişti. 3 maçta 16 gol yiyen bir takım olan Bursaspor'a karşı oynayacaklar ama Bursalılar da kendine bunu fırsat görür. Şimdi top Şenol hocada... Mümkün olduğu kadar sakinleştirecek çünkü gerginler. Gerginlik maçın 3-0'a, 4-0'a gitmemesinin sebebidir. Kaldıramadılar. Burada liderler sahneye çıkacak. Metin, Ali, Feyyaz zamanı bizi üçlük yapıyorlardı. Bizi 10 kişi falan yakaladılar mı affetmiyorlardı. Onların çok ciddi bir özgüveni vardı. Bu takımın ise kendilerine olan güvenleri tamamen gitmiş, bitiremiyorlar maçı. Geril, geril, geril, etkiledi. Lyon maçının dahi gerginliği vardı dün. Sahada kim var, Necip sahada mı sahada, Gökhan İnler sahada mı, sahada. Atınç sahada, Marcelo sahada... Bunlardan biri önde bassa o top gelmeyecek. "Aman" diye diye gol geldi. Son olarak maçın hakemi Fırat Aydınus'un verdiği iki kırmızı kart da yüzde yüz doğruydu. Yanlışları ise vermediği kartlardaydı.