Kazanandan başlamak lazım... Ligimizin son yıllarda Bursaspor'dan sonra en renkli takımı Başakşehir. Her gün üzerine koyarak giden ve yetinmeyen bir teknik direktörü var. Abdullah Avcı, her gün üzerine koyuyor. Bir tek pantolonu değişmiyor. Teknik adamlık dersi veriyor Türkiye'ye... İyi bir teknik ekibi var ve doğru kulüpte. Mükemmel işler yapıyor. Ekonomik olarak büyükler kadar olmasa da Adebayor'u alabiliyor, Schalke'nin sağ beki Caiçara'yı alabiliyor. Oyunculara borç yok, ortam da rahat. Herkes avantaj dese de tek dezavantajı taraftar. Çok büyük bir başarı sağladı.
Oyuncu tercihleri de çok iyi. Çok iyi oyuncuları doğru oynatmak da sistem yaratmak da kolay iş değil. Yalçın, Epureanu, Mahmut üçlüsü olmamasına rağmen sırıtmadılar.
Beşiktaş'ın çok yıpranmışlığı var, bunu görebiliyoruz. Son 3-4 haftada Atiba'ya bakmak yeterli. Artık 'dama' demiş durumda. Atiba'yı Lyon maçı çok yıprattı.
Adamın benzini bitti. Dinlenmesi lazımdı, dinlenemedi. Lyon maçında ruhunu verdi adam. Cenk'in mental yorgunluğunu, Aboubakar'ın kiralık olduğunu düşünmek lazım. Özellikle Cenk'in bu maçtan çok ders çıkarması lazım...
"Yol kazası" deniyor, evet ama rakip kötü değil, iyi bir takım.
İstanbul'da Galatasaray'dan 6 puan aldı. Fenerbahçe'den 3 puan aldı, Beşiktaş'tan 4 puan aldı. İkili averajı da cepte... Böyle derbi niteliğindeki maçlarda çok başarılı.
"Bu lig, 7 Mayıs'ta bitmez" dedi.
Lyon maçı Beşiktaş için hem psikolojik hem mental olarak yıpratıcı bir maçtı. Adana maçında sinyal geldi aslında. 7 puanlık fark var, rahatladılar ona güvenerek ama bu maç durumu gösterdi. İki maçta kalede 5 gol görmek tesadüf değil. Şenol hoca evine gidip maçın tekrarını izlerken, "Keşke daha sert bir takım çıkarsaydım" diyecektir. Hoca dün cebine bir şey koymuştur. Antrenörler kazanırken bile ders çıkarabilmeli. Bazen tokatlar iyi gelir. Adana maçından ders çıkarmalıydı Beşiktaş, o gün kayıp gelse böyle oynamazlardı.