Beşiktaş'ta özellikle psikolojik açıdan kazanmak çok önemliydi. Kaybetseydi demoralize olmamak mümkün değildi. Fark 6'ya çıkardı. Maç öncesinde '4-5 gol olur' diye düşünüyordum. Temmuz ayındaki Gomez ile Ağustos ayındaki Gomez arasında fark var. İkinci golde Gökhan'ı tanımış olmanın avantajıyla çok da tecrübeli bir şekilde olması gereken yere gidiyor. Alves'le de didişmesini yaptı, formayı hafif çekip bıraktı, avantajını aldı. Hakemin görmesinin mümkün olmadığı bir pozisyon... Hata olarak söylemiyorum bunu, bu tecrübedir. Maç geçen yıllardaki gibi Fenerbahçe'nin pas trafiğiyle başladı, Beşiktaş da bunu engelleyemedi. İlk duran topunu aldığında Beşiktaş bir SOS verdirmişti.
Ersan auta vurdu. Hemen arkasından önce Kjaer, sonra Gomez'in kafalarıyla 2-0 yaptılar. İlk yarıda Markovic'in oynadığı bölümde en etkin olduğu pozisyonda driplingle gidip Fernandao'yu arka direkte buluşturdu ama o uçup kafayı vurabilecekken tereddütte kaldı. Fenerbahçe'nin ilk yarıda en az 3 pozisyonu vardı ama golün Tosic'in darbeli şekilde kendi ağlarını sarsmasıyla gelmesi enteresan. Kjaer'in de Tosic'in de Fernandao'dan fazla golü oldu ligde!
Şenol Güneş ilk yarı üzerine devre arasında Necip'i sokup Fenerbahçe'nin üstün görüntüsünü bozmak, pas trafiğini kesmek istedi. Bunu da büyük ölçüde başardı. İlginç bir şekilde Fenerbahçe iyi oynarken Beşiktaş 2-1'i buldu, Beşiktaş iyi oynarken de Fenerbahçe 2-2'yi buldu. Volkan Şen'in pozisyonunda müthiş bir beceri var, en son Rhodolfo'ya attığı çalım çok iyiydi. Van Persie topa öylesine vurmadı, doğrudan gol vuruşu yaptı. Ben oyunun akışında çıktı zannettim ama tekrarda çizgide kaldığını gördük.
3-2'den sonra Beşiktaş skoru korumaya gitti. İsmail'i alma sebebi Şener tehdidine önlem çabasıydı ama uzun süredir oynamadığı için pas hataları yaptı. Fenerbahçe Markovic-Volkan, Fernandao-Van Persie gibi aynı bölge değişiklikleri yaptı. Risk alarak Ozan'ı çıkarıp öne Diego'yu eklese de Diego'nun sakatlık dönemini çok iyi geçirmediğini görmüş olduk. Son bölümdeki tek pozisyon Van Persie'den geldi.
Taraftarlar Fernandao her gol kaçırdığında Pereira'nın kulaklarını çınlattı, bu net.
İki kulübeye bakıyorum. Bir tarafta Şenol Güneş var, diğer yanda Vitor Pereira... Bir tarafta Mario Gomez'i oynattı Şenol hoca, kazandı. Pereira, oynatmayarak kazanmaya çalıştı, kaybetti. İki hoca arasındaki tecrübe farkını gösterir bu. Gomez'in hazır olmadığını görüyorduk ama hoca onun alışmasını bekliyordu biraz da. Bazı oyuncular istisnadır. Cenk 4 gole ulaştığında Gomez'in golü yoktu ama Cenk biliyor ki onun önünde Gomez var. Van Persie'ye bunu hissettiremedi Fenerbahçe ve Pereira. Kararlı bir teknik adam yok Fenerbahçe'nin kulübesinde, öbür tarafta var. "Gomez'i oynatarak kazanacağım" dedi Şenol hoca.
Van Persie de dahil olmak üzere bütün herkesin beklentisi onun oynamasıydı. Bir tanesi 2 tane yüzde 100 kaçırıyor, kenarda bekleyen 1'de 1 yapıyor. Şimdi önümüzdeki hafta Van Persie oynayacaktır. Pereira'nın elinde koz kalmadı, onların hepsini tek tek aldı Van Persie. Onu bu kez bekletemezsin, gerçekten demoralize olur bu sefer. Ona formayı hoca vermiş olmayacak ama Gomez biliyor ki ona formayı gerçekten Güneş verdi. Aradaki fark da bu oldu.