17 haftada 38-39 puan alan iki rakibi var Fenerbahçe'nin. İkinci devrede 7 maçta 11 puan almış sadece… 10 puanı kaybetmişsin. Üst üste galibiyetler ne ara geldi? Meireles vardı, Alper'in 11'e girdiği dönemde geldi. Alper-Meireles birlikte oynadığı zaman koşu mesafesi artmış, performans artmış… Futbol o kadar zor bir oyun değil aslında, Cruyff'un çok güzel ve doğru bir sözü var: "Futbol basit bir oyundur. Zor olan onu basit oynamaktır."
Cruyff'un sözü gibi, çok basit bir soru var. Emenike mi, Alper mi? Soru bu. Gönderilişi kaos olan Alex sadece ve sadece bu takım 4-3-3 oynayabilsin diye gönderildi. Böyle oynanacaksa Alex oynasaydı, Alex'i niye gönderdin? Yürüye yürüye 15 tane gol atardı bu sezon. Ama futbolun doğrusu bu mu, bu tartışılıyordu. Diego ve 3 forvette ısrar var. Emenike'yi küstürmeyeyim diye diye Diego kayboldu. Aman Emenike'yi küstürmeyeyim derken Meireles gitti. 10 puan kaybetmekten çok bu puanları nasıl kaybettiğiniz önemli. Bir oyuncuyu tutayım derken diğer oyuncular kayboldu, enerjileri gitti.
Gençlerbirliği maçının devre arasında Egemen değişikliği oldu zorunlu ama ben hocadan devrede başka şeyler de beklerdim. Ben değil, orada Alper de bekliyordur. "Hoca artık dayanamaz, beni alır" diyordur. Emre yorgun, sakatlıktan çıkıp Galatasaray maçında boğuşmuş. Artık gidemediğini gördüm. Diego da kayboluyor ama arıyor. Emre çıkar, Diego geriye gelir. Mecbur mudur Diego çıkmaya? İşler iyi gitmiyor. İşler iyi gitmezse iki değişiklik de yaparsınız, taktik değişiklikle… Gidiyor maç, bir şeyler değişmeli. Zaten gitti de… Fenerbahçe gidemiyor, mental olarak da fiziksel olarak da bitmişsiniz. Mental olarak en önemli gösterge zaten golde uyumasıydı. Fenerbahçe'nin Gençlerbirliği karşısında 1 puan alması sürpriz olurdu ama bunu yapabilirdi.
Alper'in belki bazı eksikleri var ancak Fenerbahçe'de şu haliyle de rahatlıkla oynayabilecek bir oyuncu. Rakipleri bozabilecek, çalım atabilen ender oyunculardan. Sow atamaz, Emenike atamaz. Emre basit oynar. Senin elinde bunu yapabilecek, problem çözücü Alper var. Beşiktaş'ta kim var, Gökhan Töre. Çözdü mü? Çözdü. Çok kolay bunun cevabı, sağlıklıyken oynadığında alınan sonuçlar ortada.
BEŞİKTAŞ'A 21 PUAN YETER
75 puan alan takım şampiyonluk turu atsın. Yani Beşiktaş'a 21 puan lazım. Beşiktaş için 10 maçta 9 puan ciddi bir kayıptır ama mesafe kısaldığı için yetebilir. Fenerbahçe sürekli final oynamak zorunda kalacak. Bir finali Galatasaray'la oynamışlardı, bu sefer de haftaya olacak. Efor olarak baktığımız zaman Gökhan ile Caner'e bakarsak fiziksel yorgunluk ve düşüş belli. Bu takım hem Diego hem 3 forvetle bu isimlere yük bindirerek oynayamaz. Alex'i feda etti bu takım 4-3-3 oynayabilsin diye… Çık bakalım Beşiktaş'ın karşısına böyle. Beşiktaş'ın karşısına güçlü bir orta sahayla çıkmazsa çok zorlanır. Beşiktaş rakip yarı sahaya Arsenal gibi çıkan bir takım. Hemen çıkıyorlar 2. bölgeden. Mehmet Topal'a bastırmazlar. Galatasaray 1 puana razı oynadı, 2. bölgeden yavaş çıktı. Beşiktaş'ın çıkışları çok daha tehlikeli olur. Diego ve 3 forvetle oynarsa Beşiktaş kontrataklarla çok pozisyon bulur haftaya.
ALPER'LE ŞAMPİYON OLURSUNUZ!
Benim futbolda inandığım en önemli bölge orta saha… Futbolun anahtarı, kalbi orta saha. Meireles'i istatistikleriyle yargılarsanız, gol asiste bakarsanız hata yaparsınız. Topu kazanmak atağı yenilemek demektir. Fenerbahçe ilk yarıyı lider bitirdi. İkinci yarıya bakarsan altıncı sırada şu anda… İlk yarıdaki orta saha düzeni nasıldı? Sorun bu kadar basittir. Alper'i kaybettiniz. Alper'le şampiyon olursunuz. Soru işaretli, demoralize Emenike'yle değil. Sow da kendini kurtarmasın, bir güzel idare ediyor. Şimdi kayıp… İşte bunları gördüğünüz zaman ortaya bir tablo çıkıyor.
F.BAHÇE'YE İMZA ATTIM MİLLİ FORMA VERİLDİ!
Emenike, Antalya'da soldan gidip bir maç almıştı ya, onun sol açıklığı orada kaldı. Solda iyi niyetlidir, koşu temposunda problem yoktur ama verimi yok. Diego belki şans buldu fakat oyuncuların ritmini bulması başka bir şey. Ben oyuncuların motivasyonunun kırıldığını gördüm. Meireles kenarda şapkayla oturuyor, gir desen adalesi atar. Diego çıkarken 1 dakika konuştu, işte bunu kaybetti Fenerbahçe. Oyuncuların çoğu "Hoca bana haksızlık yapıyor" modunda şu an, top rakipteyken bu mutsuzluğu hissediyoruz. Ağzınla kuş tutsan Emre'yle oynayacak. Alper ağzıyla kuş tutsa oynayamayacağını biliyor. İsmail Kartal, oyuncuları kazanayım derken hem oyuncu hem de puan kaybetti. Ben Sarıyer'den A Milli Takıma seçildim, uçuyorum. Oynamıyorum bir türlü ama. Fenerbahçe'ye imza attım, o gün oynatıldım. Kenardaki oyuncu da düşünür, "Beni oynatmıyor herhalde ya" der. Emenike'yi de tehlikeye atıyor İsmail hoca. Tribünün de önüne atıyor, sorun yaşayacak. Oyuncular kırıldı, demoralize oldu. Bunun değişmesi lazım.
YARSUVAT'A SORSAN BUGÜN %33 DEMEZ!
Fenerbahçe-Galatasaray maçı vardı, zafer deniyor. Beni hayatım boyunca kimse Galatasaray maçlarına motive etmedi. "Aman Rıdvancım, bu maç önemli" demedi. Esas G.Birliği gibi maçlarda motivasyon lazımdır. Beşiktaş, Club Brugge gibi zor bir maçtan döndü, geldi. Beşiktaşlı oyuncuların, hatta ve hatta puan kaybeden Galatasaray'ın coşkusuyla bu bir mi? Maçlar bitmez, futbol rakiple oynanır. İlk yarıdaki gibi puanlar çantada keklik değil. İşte Başakşehir 2-0 geride, 2-2 bitti. Eğer Fenerbahçe, Gençlerbirliği kadar mücadele ederse kalitesini ortaya koyabilir. Mamayı hep ağzına beklersen kaybedersin. Bugün Duygun Yarsuvat'a sorsan bugün yüzde 33 demez, daha yüksek der. Mantıklı açıklamalar yapan bir insan. Mahmut Uslu da kendince hesap yapmıştı, rakiplerimi yenerim diye düşünüp iddialı konuşmuştu ama böyle istediğin puanlara ulaşamazsın.
ARTIK MATEMATİĞE BAK!
Fenerbahçe daha az maç yaptı rakiplerine göre... 24 lig maçı, bir de rotasyonlu kupa maçları. Fenerbahçe ile Beşiktaş'ın coşku farkını net bir şekilde görüyorum. Direnmek de bir coşku demektir. F.Bahçe, G.Birliği'ne gerçek bir reaksiyon veremedi. Hoca kalan 10 hafta boyunca duygusallığını bir kenara bırakacak. Matematik ne diyor diye bakacaksın. İlk yarıda ben nasıl 39 puan aldım diye bakacaksın. Sakatsa eyvallah ama yoksa takımı düzenleyeceksin. Bundan sonra takdir İsmail hocanın...