Önce maçın golünden başlayalım. Ben o pozisyonun öncesinde faul gerçekten var mı yok mu o an göremedim. Oyuncunun sendelemesine rağmen durumu ve pozisyon normalde net penaltı gibi gözüküyordu. Ama sonra tekrarını izleyince, Gökhan'ın Mehmet'i ittiğini gördüm. Orada Mehmet'a faul var. Zaten faul kararı çıksa penaltı olmayacaktı.
Fenerbahçe rakibinin adı gibi bir altın buldu aslında. Balıkesir maçında zemin vesaire hep bahaneydi. Bu maç neredeyse sabaha kadar oynansa berabere biterdi. Bu maçta F.Bahçe adına Meireles'i beğendim. Alper de çok yaratıcı değil ama dripling yapıyor, rakibi zorlamaya çalışıyor. F.Bahçe bir şeyler yapmaya çalıştı ama şu problemi vardı. Üçü birbirinden vasat oynayan bir üçlüsü vardı: Sow, Kuyt ve en kötüsü Emenike. Çok kötü bir maçtı. Fenerbahçe için bu kötü oyunlarla alınan 3 puanlar çok değerli... Önümüzdeki hafta da Mersin'i böyle yenerlerse devre arasına ilk 2'de girmeyi garantilediler.
Fenerbahçe'de istek var ama fiziki bir problem olduğu aşikar... Fenerbahçe güçlü değil, oyunu rakip alana yığamıyor. Yine de bu kadar temposuzken maç fazlasıyla liderlik koltuğuna oturuyorsa bir potansiyele işaret eder. Kötü oynarken kazanmak önemlidir. Emre de iyi penaltı kullanıyor. Hem kaleciye bakıyor hem de sert ve köşeye vuruyor.
Fenerbahçe hafta içi Bayburt deplasmanında oynadı. Orada 21 yaşındaki bir çocuk dedi ki, "Çocuklarımıza anlatacağımız bir maç oynadık Fenerbahçe'yle..." Bunu alıp Emenike'ye tercüme edeceksin. Emenike'nin bu performansına bir de isteksizlik katılıyorsa hiç çekilir değil... Emenike oynayacak durumda değil. Öbür maçta 2 tane, 3 tane atar, bilemiyorum. Bir de üstüne kapris yapıyor. Cezalı olmasa da oynatmayacaksın. Oyuncu kendini bilecek. Emenike, "Ben buradaki en önemli oyuncuyum" diyor. Ben de diyorum ki değil! Caner'in meziyetleri var. Meireles futbolcu, Emre futbolcu...
Egemen gibi ağır oyuncuların tekrar dönebilmesi zordur. 21-22 yaşında olursun, çabuk toparlayabilirsin ama 9.5 ay sonra dönebilmesi önemli.