Fenerbahçe için kayıpsız geçilmesi gereken bir maçtı. Ufak da olsa iddialarını sürdürmek, Beşiktaş- Galatasaray derbisinde olası bir Galatasaray galibiyeti için Fenerbahçe'nin kayba tahammülü yoktu. Fenerbahçe rüzgâr gibi başladı. Tıpkı Beşiktaş-Hatay maçında Beşiktaş'ın başladığı gibi. İlk 14 dakikada 3-0 oluverdi. Herhalde o anda maçı seyreden herkes maç sonunda tıpkı Beşiktaş'ın elde ettiği skora yakın bir skoru öngörebiliyordu. Fakat 3-0'dan sonra Fenerbahçe durdu. Erzurum geldi mi? Hayır. Daha doğrusu gelemedi. Mesut Özil sanıyorum önümüzdeki yıl kuvvetli bir kamp döneminden sonra Türkiye'nin en önemli futbolcusu olacak. İrfan Can Kahveci de öyle. Dün gece belli dönem çok iyi buldum. Fakat Valencia ne kadar özveriyle oynarsa oynasın, tam olarak o noktanın adamı değil. Dedik ya 3-0'dan sonra Fenerbahçe durdu. Devre bitti, yine ikinci yarı Fenerbahçe rölantide başladı. Goller de kaçırdı fakat ne olduysa Erzurumspor'un golü geldikten sonra oldu.
Bu maç bana Kasımpaşa maçını hatırlatıyor. Bitime 10-15 dakika kala Erzurum golü buldu, ardından sağdan bir orta yapıldı, Erzurum forveti kafayı iyi vurup golü yapsa Fenerbahçe yine kabir azabı çekecek. Fenerbahçe'de bir koruma içgüdüsü var. Mesela bunu Beşiktaş'ta görmüyoruz. Maç 6-7 olmuş, hâlâ saldırıyorlar. Fenerbahçe'de böyle bir mantalite yok ve bu arada da gol yiyince panikliyorlar. Sonuçta Fenerbahçe yoluna devam ediyor, az da olsa umudu var. Erzurum için sezon sonu çok kara görünüyor. Hakem Mete Kalkavan ise VAR yardımıyla verdiği penaltı dahil olmak üzere kararlarında genelde haklıydı.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz