Galatasaray'ın 2-0'dan maçı 3-2'ye getirip 3 puan alması mucize değil ama özellikle ilk yarı oynadığı futbola baktığımızda tamamen bir mucize... Galatasaray'ı anlamak mümkün değil. Fevkalade kötü bir 45 dakika, bu yarıda Yusuf Erdoğan sağdan getirdi, o karambolde Sakho atı. Ardından Saivet, muhteşem bir gol attı. Böylece Bursa 2-0 öne geçti ama bakıyorsun, Galatasaray'dan tık yok. Ta ki 45+3'e kadar... Bence maçın kırılma anı bu. Yan topta Luyindama'nın indirip, Ndiaye'nin kafayla Galatasaray'ın golünü atması, sadece maçın kırılma noktası değil, belki Terim'in belki yönetimin belki de lig yarışının kırılma noktası... Özellikle maç boyu hiçbir şey oynamayan bütün atak oyuncularını kınıyorum ama Feghouli'nin attığı gol de yılın en güzel gollerinden birine aday... Bu dakikadan sonra Galatasaray haklı olarak skoru korudu. Ndiaye diye bir oyuncu yok. Belhanda yok. Feghouli ise zaman zaman var. Onyekuru çabuk, hareketli ama futbol bilgisi çok az. Sonuçta Galatasaray zoru başardı, üstelik Başakşehir puan kaybettiği için de fark 6'ya indi.
Maçın hakemi Suat Arslanboğa'yı çok iyi buldum. Gerçekten başarılı maç yönetti. VAR'ı mükemmel kullandı. Belhanda'ya yapılan hareket penaltıydı, o fark edemedi ama VAR 'git bak' dedi ve doğru kararı verdi. Ama dün şampiyonluk yarışını ilgilendiren bir maç daha oynandı. Son saniyelerde Başakşehir lehine Kayserili Sapunaru'nun elle oynadığı gerekçesiyle bir penaltı verildi. Dün gece maçta da benzeri bir penaltı pozisyonu Emre Taşdemir'le yaşandı. Kayseri'de VAR hakemi bir daha bak dedi, dün geceki ise oralı bile olmadı. Bu nasıl çifte standarttır?