Kasımpaşa aslında maça iyi başladı. İlk 10 dakika Trezeguet, 'one man show' yaptı ve bu arada da Kasımpaşa golü buldu. Ceza alanının hemen dışındaki bir serbest vuruşta, Muslera hatalıydı ve kapattığı köşeden golü yedi. İşte bu dakikadan sonra maç tümüyle Galatasaray'ın kontrolüne geçti. Ne yaptığını bilmeyen bir Kasımpaşa savunması, kötü, yetersiz bir yabancı kaleciyle Galatasaray önce Belhanda ile beraberliği buldu, ardından da Feghouli ile öne geçti. Hele hele yenilen ikinci gol PTT 1. Lig'de bile yenmez. Kale sahası üzerinde Feghouli ayağıyla sıyırıyor, top hem bir Kasımpaşalı defans oyuncusu hem de kalecinin bacak arasından geçip gol oluyor. İkinci yarı yine Feghouli göstere göstere defans arkasına koşusunu yapıyor, Kasımpaşa kalecisi göstere göstere açılıyor ve gol oluyor. Dün gece iki artı, bir de eksi durum gördük. Feghouli ve Belhanda oynadıklarında Galatasaray'ın Türkiye Ligi'nde yenemeyeceği takım yok. Ayrıca dün gece takım savunmasını da kusursuza yakın uyguladılar.
Gelelim negatif yöne... O da pek tabii ki Diagne... Futbol zekası çok kısıtlı, ağır. Hayret edilecek durum, bu adam Kasımpaşa'da nasıl bu kadar gol attı?
Gelelim Ali Palabıyık'a... Sen hakem falan değilsin kardeşim! Diagne, ilk yarının ortalarında rakibinin suratına elinin tersiyle vuruyor, hadi görmedin VAR ne iş yapar? Galatasaray'ın attığı golde sarı kartlık hareketi çalmayıp haklı bir avantaj uyguluyorsun, gol oluyor, Pavelka'yı niye oyundan atmıyorsun? Ve şu anda utanacağın sahneyi söylüyorum, Sadiku'ya sarı kartı gösteriyorsun, o da sana 'hadi ulan' der gibi koluna vuruyor, bu hareketi yalayıp yutuyorsun, atamıyorsun, sonra da ben hakemim diye dolaşıyorsun.