Normal olarak Galatasaray'ın 4-5 gol atarak kazanması gereken bir maçı kaybetmesi beraberinde pek çok soru işareti getirir. Öncelikle şunu belirtelim: Porto gibi iyi bir takıma son yıllarda iç sahada oynanan bir Şampiyonlar Ligi maçında hiçbir rakip bu kadar pozisyon bulamamıştır.
Hele hele ilk yarı maç 4 olurdu.
Maç boyu Nagatomo, Rodrigues, Sinan'ın kaçırdıklarını alt alta koyduğumuzda çok üzücü bir tablo ortaya çıkıyor.
Bu işin yazık boyutu... Ama bu golleri kaçıran oyuncuların hiçbirisi golcü değil. Eren yoktu, Galatasaray'ın vuruş tekniği yüksek oyuncusu da yoktu.
Pozisyonlara girildi ama gol gelmedi.
Gelelim yenen gole... Her şey Galatasaray'ın kontrolü altında geçmişti.
İlk yarı berabere bitti ama ikinci yarının başında Galatasaray kornerden öyle bir gol yedi ki köy takımları bile yemez.
Bir korner atışında eşleşmeler bellidir.
Portolu Marega kafayı vurduğu an üç metre çapındaki bir dairede hiçbir Galatasaraylı oyuncu yok. Golün tekrarına bakıyoruz, Nagatomo-Marega eşleşmesi gibi görünüyor. Bu da yanlış.
Biri dev gibi, diğeri ufacık. Neresinden bakarsanız bakın, Şampiyonlar Ligi'nde bu kadar gol kaçırır, böylesine komik ve enayice gol yerseniz söyleyeceğiniz hiçbir şey olmaz. Tıpkı dün gece Galatasaray'ın bütün suçu kendisinde araması gerektiği gibi. Emre Akbaba'yı alalım dediniz, parayı sarf ettiniz, golcü alamadınız.
Ayrıca duran toptan sürekli yenilen gollere de engel olamadınız. Ondan sonra da Fatih hoca "Benim hayallerim var" diyor.
Hocam, hayalleri bırak da dün gece yediğiniz gole bak. Böyle gol, bırak hayalleri, rüyalarda bile yenmiyor.
İngiliz hakem oyun genelinde objektif. Serdar Aziz'in bir çekilmesi var. VAR olsaydı, penaltı verebilirdi ama Şampiyonlar Ligi'nde böylesine penaltıları kimse vermiyor.