Galatasaray gerçekten özellikle kendi sahasında oynadığı maçlarda tarih yazıyor. Kolay değil, şampiyon adaylarını art arda Seyrantepe'de tek tek deviriyor. İlk yarıya bakıyoruz, Beşiktaş asla oyunu tutamadı. Galatasaray, sürekli baskı yaptı. Fakat ilk gol pozisyonunu bulan Negredo ile Beşiktaş oldu. Muslera açılmıştı, Negredo iyi aşırtsa gol olacaktı ama kötü vurdu. Yine ilk yarıda Gomis'in mutluk bir pozisyonu var. O da karşı karşıya kaldı, ama kötü vurdu.
Galatasaray'ın attığı ilk gol bu tür maçlar için çok önemli. Bütün taktik varyasyonlar birden değişiyor. İlk yarıda da Rodrigues ve Nagatomo iyi geldiler, Japon oyuncu sıfıra inip Fernando'nun önüne bırakıverdi.
İkinci yarı ilk 20 dakika Beşiktaş oyunu kontrol etti. Çabuk kontrataklarla çıktı ve birkaç önemli pozisyonu kullanamadılar. Ama maçın kırılma anı, penaltı ve kırmızı kart. Tosic, Gomis'i kaçırdı, daha doğrusu arkasında kaldı. Sarıldı, düşüremedi... Ama Gomis'in dengesi bozuldu, sonra düştü. Hakem de haklı olarak önce avantaja, avantaj sonuçlanmayınca da penaltıya hükmetti.
Penaltı gol olsa, iş orada bitmişti ama Gomis kaçırdı. İşte bundan sonraki bölüm Galatasaray için çok sıkıntı olacaktı ki kısa bir süre sonra Rodrigues, belki de şampiyonluğu getiren golü atıverdi.
Geriye kaldı 3 maç. Görünen o ki Galatasaray ya da Başakşehir'den biri yüzde 99 oranında şampiyon olacak. Ama G.Saray 3 maçını da kazanırsa pek tabii ki şampiyon onlar. Dün geceki galibiyet bence şampiyonluk yolunda atılmış çok net bir adımdır.
Karşılaşma hakem için masa başında çok zordu. Ama Fırat Aydınus, bana göre mükemmele yakın maç yönetti. Tatlı-sert disiplini, verdiği teknik kararlar ve en önemlisi verdiği penaltı. Hepsinde haklı. Haaa! Penaltıda sarı mı olur, kırmızı mı olur? Bu tartışmaya açık. O da düşündü ve kırmızı verdi. Bence saygı duymak lazım.