Maç başlamadan önce Beşiktaş'ın şampiyonluktaki rakibi Başakşehir puan kaybetmiş ve Beşiktaş, Antalya'yı yenmiş olsaydı büyük avantaj yakalayacaktı. Dünkü oyuna baktığımızda hele hele son 10 dakikada Antalyaspor'un yakaladığı pozisyonları düşündüğümüzde bu hafta sonunun kaybedeni Beşiktaş değil Başakşehir oldu.
Dün geceki maç hiçbir zaman Beşiktaş'ın inisiyatifi altında oynanmadı. Üstelik Beşiktaş, maçta birkaç dakika bile kontrol ve tempoyu eline alamadı. Aslında bu Beşiktaş'ın bu sene oynadığı lig ve Avrupa maçlarında fazlaca görülen bir durum değil. Antalyaspor çok iyi savunma yaptı. Sert, vücut vücuda temaslı ve parselizasyon konusunda kusursuza yakın oynadılar. Koskoca Beşiktaş, 90 dakika boyunca bir pozisyon bile bulamadı desek doğru söylemiş oluruz. Buna karşılık Antalyaspor herhalde bu sene Beşiktaş'a karşı en fazla şut atan takım oldu.
Beşiktaşlı oyuncularda önemli bir mental ve fiziki yorgunluk var. Quaresma sinirli, Talisca bir şeyler yapmaya çalışıyor ama yorgun. Beşiktaş için söyleyeceğimiz en pozitif yönü ise özellikle Marcelo ve Gökhan'ın ve tabii ki Atiba'nın iyi oyunları. Hele son 20 dakika Marcelo, yan toplarda inanılmaz direndi.
Aboubakar, her ne kadar dün gece haksız atıldıysa da kırmızı kart görmeyi alışkanlık haline getirdi. O atıldıktan sonra son yarım saat tüm inisiyatif doğal olarak Antalyaspor'a geçti.
Son sözümüz Fabri'ye... Beşiktaş tarihinin en iyi kalecilerinden biri o. Dün gece de son 15 dakika yaptığı kurtarışlarla belki de Beşiktaş'ı ipten aldı. Mete Kalkavan Beşiktaş'ın hakemi olmadığını ispat edercesine bir yönetim gösterdi. Aboubakar'a verdiği ikinci sarı kart kesin yanlış. Doğru, Aboubakar'ın kaleci degaj yapmasın diye bir hamlesi var. Ama kaleci degajı yapıyor ve top Antalyasporlu oyuncuya geliyor. Aboubakar'ın yaptığı hareket tehlikeli değil, üstelik kaleciye de temas yok. O halde Mete niye ikinci sarı karttan adamı atıyorsun?