Son 10 dakika yakalanan pozisyonlara bakıldığında Fenerbahçe maçı kazanmalıydı. Şayet kazanmış olsalardı bence ilk iki şansı yüzde 90'ları geçecekti. Ama Fenerbahçe kazanamadı.
İlk yarıya baktığımızda her iki takım da çok top kaybetti. Özellikle Nani, yetenekli bir oyuncu olmasına rağmen zaman zaman ne yapacağını kestiremiyor ve çabuk demoralize oluyor. Haftalardır Van Persie'yi fizik olarak eleştiriyoruz ama topla fazla buluşamıyor. Suç da onun değil. Fenerbahçe ileride çoğalamayıp, yapması gereken organizasyonlarda sıkıntı çekiyor. Topun ayağına yakıştığı oyunculardan biri de Diego... Ama o da fazla geri yanaşıp top alıyor, uğraşıyor ancak etkili yerlerde daha fazla bulunması gerekirken daha az bulunuyor. İkinci yarı genelde böyle geçti. Ta ki oyuna özellikle Volkan Şen girene kadar. Zaten Volkan Şen, sağlık olarak iyi olduğunda ve disiplinli oynadığında çok etkili bir atak oyuncusu. Herhalde Fenerbahçe takımı 80 ile 85. dakikalar arasında kaçan 3 gol pozisyonuna yanıyordur. Önce Volkan kaçırdı, sonra Fernandao arkasından da Hasan Ali... Üzücü olan şu; Ajax gibi bir takıma Amsterdam'da bırakın gol pozisyonunu, tehlikeli bir pozisyon bile vermemişken maçı kazanamadan dönmek gerçekten üzüyor.
Vitor Pereira, takım üzerindeki hakimiyetini tamamen kaybetmiş. Dün gece hissettiğim olay Nani ile de büyük sıkıntı yaşayacağı... Nani de oyundan çıkarken bakışlarıyla, vücut diliyle tepkiliydi. Bu böyle gitmez. Kariyeri müthiş olan oyuncular, oyundan her çıktıklarında hocaya afra-tafra yaparlarsa asıl saygısızlığı Fenerbahçe'ye yapmış olurlar.
Grupta büyük sürpriz yaşandı. Sanırım Molde, ki maçlar başlamadan önce 4.'lüğün en büyük adayıyken bir üst turu büyük oranda garantiledi. Artık mücadele grup ikinciliği için ve bence grup ikinciliği için de en büyük şans Fenerbahçe'de...
Maçın İsrailli hakemini tecrübesiz buldum. Aslında faul tespitleri ve oyunculara yaklaşımı iyi ama maçta sarı kart standardını bir türlü yakalayamadı.