Kabus gibi bir ilk 45 oynadı Fenerbahçe. 32'de ilk şutu çekti, isabet kaydedemeden devre bitti. Oyuna ve topa hakim olmalarına rağmen, ceza alanına etkili gelemediler, üretken olamadılar.
Altay'ın direncini artıran bir gelişmeydi bu. Yüksek nabızla mücadele ediyor ve beşli defans bloğunu merkezde de kapattılar. Öne çıkmadıkları için Fenerbahçe'nin defans arkası koşuları da dar alanda kaldı, pozisyon gelmedi.
İkinci yarı ise 10 dakikada ikizi gol dört tehlike yarattılar. Maçı bir anda bitirip, rakibi de kendi oyunlarına davet ettiler. Sonrasında bekleyen, tuzağını kuran, planını yapan Fenerbahçe oldu. Mustafa Denizli'nin Altay'ı için sıkıntılı süre başlamıştı şimdi.
Vitor Pereira yine farklı bir 11 ile oynadı. Mesut'un kasığındaki ağrılar ile aslında "maçın anahtarı" da sakatlandı. Valencia'nın veya Osayi'nin beklediği dip paslar Sosa ile Gustavo'dan çıkmadı. Maç kendi kahramanını bekliyordu Fenerbahçe adına. Yine bir genç; Ferdi Kadıoğlu aldı sorumluluğu. Geçen haftaların "tozlanmış" sol kanat oyuncusu olarak, ışığını saçtı ortaya. Nefis bir gol attı, dört dakika sonra da attırdı.
İkinci gol öncesinde bir başka genç Muhammed'in baskıyla aldığı topu, yine bir başka genç Osayi'ye geçirmesi. Onun da Ferdi'yi ceza alanına etkili sokmasını izledik. Ön tarafta kendi özgürlüklerini, özgüvenleri ile inşa ediyor bu gençler. Alternatif olmaktan çıkıp, seçenek haline getiriyorlar kendilerini.
Üç günde bir maç etabında kazanmak önemli. Transferlerin beklendiği süreci kayıpsız kapatıyor Fenerbahçe. Uzun zaman sonra sezona ilk defa eline "joker" alarak başladı.