Zor sezonun ardından "Bizimkiler ne durumda ?" diye bakacağımız, kendi içinde yumuşak ama taktik ve rekabet olarak fikir verecek bir test maçı oynadık.
Merih ve Çağlar dışındaki oyuncular ilk on bir adayları. Elemelerden gelen isimler hâlâ 'bakım'dalar.
Geriye düşmemiz defans zaafı değil, rakibin nefis vuruşundan kaynaklandı.
Doğru anda doğru yerdeydi oyuncularımız ama Makhmudov çok şık dokundu topa. Devreyi 2-1 önde kapadı çocuklar. İki gol de duran toplardan geldi. Bizim doğrularımıza taktik olarak karşılık veremedi Azeri dostlar. Doğruyu düşünen, daha sert maçlar oynayan ve çözüm üretmek zorunda kaldıkları maçlar yaşayan bir rakibe karşı oynadılar.
Maç içinde oyuncu değiştirmeden, düzeni daha farklı hale getirdik. Birbiri ile ilk defa oynayan ama kişisel kaliteleri yüksek olan futbolcularımızı deneme fırsatımız da oldu.
Mesela; Cengiz Ünder… Uzun süren sakatlık ve yedeklik dönemi sonrasında karşımızdaydı. Bıraktığı yerden devam ediyor. Halil Akbunar'ı sol bek oynattık. Kerem ve Halil, Rıdvan ile beraber öz güveni yüksek gençlerimizdi.
Peki oyun olarak ne farklıydı?
Bu maçların esasında topun bizde olması gerekirken, inisiyatifi rakibe bırakıp, ikinci bölgeden hızlı gelmenin, savunmanın arkasına sarkmanın planlarını da izlettirdiler. "Skoru koruyalım, pas oyunu yapalım" gibi bir düşüncemiz de olmadı.
Yakaladığımız anda bir an önce kaleye gitmekti hedef. Yeni bir futbolcu grubunu, kendi fikirleri ve yaratıcılıkları ile baş başa bıraktı Şenol Güneş. 11 Haziran'a, kazanarak gün saymak iyi oldu. Yolunuz açık olsun…