Oynamayanların tekrar formaya ısınmasını hesaplarken, neredeyse tüm takımı futbola "soğutacaktı" Erol Bulut. Harun, Lemos ve Serdar ile defans merkezinde beklenen değişikliği yaptı. Ancak başta Harun olmak üzere, özellikle duran toplarda yine "acemiliklerin" önüne geçemedi. Lig sürecinde en büyük sıkıntıyı duran toplarda yaşayan bir takımın, bu konuda gelişemeden, yalnızca kalabalık kalarak önlem almaya çalışması yürek burkuyor. Kaliteyle kapatamadığı açığa, başka formül de yok açıkçası. Mert Hakan'ın Gustavo'nun yalnızlığında "her yere koşan" oyuncu olması sürpriz olmadı. Fenerbahçe Ozan'dan sonraki oyun liderini arıyor ve genç oyuncu için ciddi şekilde yazılmış bir de senaryo bulunuyor. Değişen takım arkadaşları ile "paslaşma güçlüğü" çekse de Caner ile birlikte oyun şeklini değiştiren bir oyuncu Mert Hakan. Artık topu daha çabuk ayağından çıkarıyor, top ona geldiğinde arkadaşları da boşa koşu yapmaya başlıyor. Samatta, sakatlık sonrasında takıma dönmesi "hasretle" beklenen isim. Bunun farkında olarak sürekli kendini pasa gösterdi. Ancak fizik olarak yeterli değil ve form tutması için de birkaç maça daha ihtiyacı var. Attığı gole rağmen. İlk dakikalar Ferdi kendini belli etti. Kuvvetlenmiş ve güvenli oynuyor. Ama oyun Sinan ile Caner solda birleştiğinde, kanat değiştirdi. Ferdi-Sangare ikilisinin birbirini anlamaya, pas dilini ortak yapmaya ihtiyacı var. Onlara da birkaç maç lazım. Son bölümde bu sezonun klasiği, takımdan takıma değişen karar standardı devreye girdi. Ümit Öztürk'ün ikili mücadele yorumlarında da, Mert Hakan'a gösterdiği kırmızıda da Federasyon'dan aldıkları enerjinin rolü büyük. VAR tabi ki "birinciye de kırmızı lazım" diye devreye girmedi. Bu hakemler ile oyuncularını nasıl adaletli mücadeleye ikna edebilecekler bilemiyorum. Kurt gibi olmak zorunda Fenerbahçeliler. Kendi işlerini, kendileri halledecekler.