Ersun Yanal, şans veremediklerine "hodri meydan" diyerek, Altay- Tolga ikilisinin dışındakilere fırsatı sundu. "Ben aslında oynarım" diye düşünenler varsa, bunu göstermeleri için en iyi fırsattı bu maç.
Oyunun rahatlığına rağmen, skorun da verdiği güven ortadayken, bir oyuncu için bile "hakkını yiyorlar" diyemediğimiz bir 90 dakika izledik. Aslında maçın içinde gizli endişeler de yok değildi. 2014 şampiyonluğu öncesinde Fethiyespor'a elenmişti Ersun Yanal. Geçen sezon da son 16 turunda Ümraniyespor'a teslim oldu. Makus talihin tekrarını izleyebilirdik.
Genç Altay, yine takımının normal yollardan gol yemesine tepki göstererek, ayağındaki topu rakibe verip, farkın bire inmesine sebep oldu. Bu golle birlikte Fenerbahçe sakin ve denetlenebilir tempoyu tercih etti. Keyif maçı, "böyle bitsin" özelliğini kazandı.
Benim gözüm Rami, Tolgay ve Alper'in üzerindeydi. Geçmişlerinde gelen beklentiler, sezon içinde "umut" yaratacak performansların işaretini verecek mi diye seyrettim maçı. Artık ne nedene bağlarsak, "bitik" görüntüler ile ilk on birin hiçbir şekilde alternatifi olamayacaklarını hissettirdiler.
Artık Ersun Yanal için biraz daha huzurlu Samandıra olacak. Ancak uzun sezonda "gelir, bir şeyleri değiştirir" diye kulübeye bakıp, umutlanacağı isim de olmayacak.
Bir başka açıdan bakarsak, teknik adamın bu oyuncu grubunu hiç iyi hazırlamadığını da söyleyebiliriz.
Bakınız, Fethiye-Ümraniye süreci… Turu geçmenin dışındaki en önemli kazanç, devam eden galibiyet serisi ve özgüvenin tamamlanması.