SERT rakiplere karşı geçen ilk altı haftanın ardından, lige kendi ismini verebilmek için seri yakalamak istiyorlardı.
Antalya yenilgisiyle sarsıldılar ama iki haftadır bir kötü-bir iyi, kendi ritimleri içinde yelkenlerini dolduracak rüzgârı da yaratıyorlar.
Zor görünen maçın bir anda farklı skor beklentileri taşıyor hale gelmesi, iki tempo oyuncusunun (Rodrigues- Moses) özelliklerini ortaya koymasıyla oldu. Müthiş golün öncesinde, bir de "Al da at" pasının sahibiydi Rodrigues. Eksiklerine rağmen Konyaspor'un o kadar çok kontrol etmesi gereken özne oluşturdu ki sahada Ersun Yanal, bir anda "dengeli" geçmesi beklenen maçın "dengesi" bozuldu.
Geriye düşmek, öne daha çok koşmak anlamına geldiğinden Skubic'in boşalttığı alanı Rodrigues "acımasızca" kullanmaya başladı.
Tabelaya yetişmek için planlar yaparken, birden bire "tabela" Aykut Kocaman'ın ufuk çizgisine taşındı.
İkinci 45, Aykut Hoca önde basmaktan vazgeçmeden, stoperlerin yapacağı pas hatalarının peşine düştü. Uzun toplarda Vedat'a da şans tanımadılar ve karşılıklı bozan oyun başladı.
Fenerbahçe'nin yerden ve ayağa pas ısrarı ile taç çizgileri arasında uzun süre top dolaştı. Aykut Kocaman'ın pas oyunu, bu kez kendisine karşı tekrarlanıyordu eski takımı tarafından. Skor elindeyken gol iştihanı da "fırsat" ataklara saklayarak, tempoyu kontrol etti Fenerbahçe takımı.
Uzun aradan sonra Moses kendini test etti ve forması için savaşacağını gösterdi. Sakatlara rağmen, ne yapacağını daha iyi bilen, doğru kararlar veren bir takım oluyor Fenerbahçe. Son bölümde Gustavo oyun zekası, Vedat da kendi isyanıyla skoru daha da keyifli bir hale getirdi.