Maç öncesi favori F.Bahçe'ydi ama kimse bu kadar zahmetsiz bir galibiyet beklemiyordu. Trabzonspor'u sezon içinde iddiasız duruma getiren 'nedenler' dünkü yenilginin de sahipleriydi. F.Bahçe'ye bu fırsatı değerlendirmek kaldı.
Bir gün önce Beşiktaş'ın mağlubiyetten kurtulurken kaybettiği 2 puana "sevinen" taraf olmasını izlerken şampiyonluk yarışının kaleminin kırılacağı maç hangisi olacak diye fal açıyoruz. 3 maçta 7 puan kaybedip, sonrasına Konya kupa maçı ile birlikte 3 maçlık galibiyet serisi takan bir takım var karşımızda. Çapı sınırlı bir teknik adamı, ne dediği belli olmayan bir başkanı var ama oyuncu grubunun tecrübesi ve ne istediğini bilmesi, bir anda tüm tahminleri de alt-üst ediyor, beklenenlerin karşısına da "yanıldınız" işareti koyuyor.
F.Bahçe'yi öne taşıyan Volkan Şen ve Alper'in golleriyle maç ilk yarıda bitti zaten. Yayın tekrarlarında ancak fark ettiğimiz bir Trabzonspor penaltısı da var. Bülent Yıldırım, Beşiktaş maçında Mustafa Yumlu'nun pozisyonuna "devam" demişti, bu kez Hasan Ali'nin eline çarpan topu göremedi. Temposuzluğu nedeniyle eleştirdiğimiz F.Bahçe'nin bu maçı 4 golle geçmesi de iki takım arasındaki kalitenin önemli göstergesi. Trabzonspor'un akil isimleri bile bu maç için umutsuz yorumlar yapıp, "Galatasaray yenilmedi, belki biz de bir şeyler yaparız" diyerek F.Bahçe "beceriksizliğinden" medet umarken bitime 5 dakika kala yaşananlara ne anlam vereceğiz?
F.Bahçe şampiyonluk yarışında, Beşiktaş ile farkı "üçe" indirdi. Kalan haftalar için enseye kuvvetli bir nefes üfledi. Daha zor maçlar, daha büyük gerilimler olacak. Trabzon yönetimine naçizane tavsiyem, sahaya atlayıp, çizgi hakemine saldıran iki şahıstan, kulübün uğrayacağı zararı tazmin etmek için şikâyetçi olmalarıdır. Madem bir "delikanlılık" yapıyorlar, raconu da bilsinler.